0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Neden hedefiz? 

Sosyo ekonomik değişme dönemlerinde, değişime uyum sağla-ya-mayanlar, bundan rahatsız olanlar, toplumda marjinalleşir ve marjinalleştikleri ölçüde bir tepkiyle, toplumun yerleşik değerlerine karşı düşmanlık beslemeye başlarlar. Kültürel faktörler, sosyo ekonomik bakımdan topluma entegre olamamanın getirdiği mağduriyet duygusuyla birleşir ve bu gruplar, eğer politik ortam da müsaitse, kolayca şiddete, teröre kayabilirler. Eğer Güneydoğu’nun ekonomik yapısı ve bunun sonucu olan kültürel yapı değiştirilmez ise Türkiye’nin istikrarsızlığının devamından yana olan güçler, mevcut tabana göre yeni zeminler bulabilirler. 

“İlk Kavga”nın manası 

Ali İmran Suresi’nin 96. Ayetinde, Kâbe için, “İnsanlar için yeryüzünde kurulan ilk ev” denilmektedir. Yine Kur’an-ı Kerim’de Enam Suresi’nin 92. Ayetinde de Kâbe’den “Ümmülkura” yani “Şehirlerin Anası/Merkezi” olarak bahsedilir. Kâbe, şehirleşmenin başlangıcı sayılır ve göçebelikten yerleşik hayata geçişi sembolize eder. 

Kâbe’nin mimarı Hz. Adem’dir ve O’nun iki oğlu vardır, birisinin adı Kâbil’dir, Kâbil çiftçilik yapardı, diğerinin adı ise Hâbil’dir, çobanlık yapardı. Kıskançlık sebebiyle Kâbil, Hâbil’i öldürdü. 

Çiftçilikle uğraşan Kâbil, toprağa ve mahsule bağlıdır. Bu sebeple de yerleşik düzeni, şehir hayatını sembolize eder. Çobanlık yapan Hâbil ise sürekli hareket halindedir, herhangi bir coğrafyaya tabi değildir, onun için önemli olan sürüsünün doymasıdır, bu sebeple de göçebe hayatı sembolize eder. Çiftçi Kâbil’in, çoban Hâbil’i öldürmesi, yerleşik toplumların en nihayetinde, göçebe toplumlara galip geleceği şeklinde yorumlanır. 

Sorular 

Bazı sorular soralım: Çevreyi, havayı, gıdayı ve insanı, kim, neden bozuyor, bunu nasıl başarıyorlar? İnsanın tabiatı, “katılaşma”ya bir sınır koymamakta mıdır, yani kötüler, daha ne kadar kötü olabilirler? Maksimum katılığa, maksimum zalimliğe tekabül eden noktaya henüz gelinmemiş midir, yoksa çoktan aşılmış mıdır? Dünyayı idare edenler, ideoloji, uyuşturucu ve ahlaksızlığın ne kadar tahripkâr olduğunu bilmiyorlar mı? Sol elle yemek yemeyi, kadın kadına, erkek erkeğe ilişkiyi neden yaygınlaştırmak istiyorlar? 

Mağaralarda, bazı özel mekânlarda, meydanlarda, evlerde, iş yerlerinde, hayatın tüm alanlarında, “normal olmayan”ı milyonlarca insanın aynı anda yapıyor olması, zikir yerine geçiyor, iyiyle kötünün mücadelesinde, dünyayı kuşatan ve manevi alt zararlı etkilere karşı dünyamızı koruyan büyük duvarda çatlaklara sebep oluyor. “Normal olmayan”ı teşvik edenler, bu çatlaklar aracılığıyla, maddi aleme ve insanın dünyasına girmek isteyen bazı yıkıcı varlıkları sahneye buyur ediyor ve onlar, bu çatlaklardan girerek, çevreyi, havayı, gıdayı ve insanı bozuyorlar. “Anormal”in yaygınlaştırılması, dünyamızı koruyan manevi duvarda çatlaklara sebep oluyor ve bizi zararlı hücumlara maruz bırakıyor. 

Terör, hayatın hemen hemen her alanında ve mimarları, sağımızda, solumuzda, içimizde, papyonlu, kariyer sahibi, yerel ya da uluslararası saygın isimler. Dağdakiler, dünyayı şeytansı bir alana dönüştürmek isteyenlerin ayak takımı. Küresel bu gidişata ancak Türk ve İslam karşı koyabilir, bunu biliyorlar ve bu sebeple bize musallatlar.  
Bunlarla mücadelede sahip olmamız gereken şey, erdem. Erdem, nükleer bir güçtür! 

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX