0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

İktidar Olmak

4 Mayıs 1950 seçimlerini CHP kaybeder. DP’nin iktidara gelişiyle, CHP’nin emrinde halka zulmetmekle suçlanan valiler, kaymakamlar ve nahiye müdürleri arasında bir telaş başlar. Hemen hemen bütün valiler, mahrem şifre ile İçişleri Bakanlığı’na müracaat etmekte ve “vaziyetimiz ne olacak” diye sormaktadırlar. 

Celal Bayar, 367 oyla cumhurbaşkanlığına seçilir, İnönü ise sadece 64 rey alır. 

Bazı CHP’li belediyeler, devlet dairelerinde ve resmi binalarda yalnız Atatürk’ün resminin asılması hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı'na muhalefette ısrar eder. Artık sadece milletvekili olan CHP Genel Başkanı İnönü’nün resmini belediye salonuna ve makam odasına asmakta inat eden Malatya Belediye Başkanı, görevden alınır. 
İlk meclis oturumunda, milletvekili Sinan Tekelioğlu, konuşmasının bir yerinde “Atatürk bizim en yakın arkadaşımızdı” deyince CHP’li milletvekilleri gülüşmeye başlar. Sinan Tekelioğlu, gülenlere cevap olarak, “Sağ taraftaki gülen insanlar, Atatürk’e yalnız mideleri ile bağlıydı. Bunların her biri vaktiyle benim gibi askerdi. O zaman, yalnız maaşla geçinirken bugün muazzam apartmanların sahibidirler, mükemmel çiftlikleri vardır. Nasıl CHP’yi methetmesinler? O Halk Partisi ki, onlara saltanat, onlara mertebe, onlara her şey vermiştir. Nasıl bunları bıraksınlar bu zavallılar” der. 

CHP ileri gelenleri, millet iradesiyle iş başına gelmiş Demokrat Parti hükümetinin maziyi silinmeye değer gibi göstererek yeni bir devlet kurar görünmekle işe başlamasını doğru bulmazlar. Aynı zevata göre “Batı ülkelerinde bir parti hükümetinin iktidardan çekilerek diğer parti hükümetinin iktidara gelmesi tabii hadiselerdir. Denizin üstündeki dalgalar gibidir, derinliğine tesir etmez, işlerin gidişini bozmaz, devlet mekanizmasını altüst etmez, yeni bir devlet kurulmuş ve bütün işlere yeniden başlanmış gibi bir duygu yaratmaz.” 
Halbuki DP, yeniden bir devlet kurmasa bile, devlete hâkim olmuş totaliter bir zihniyeti yıkarak onun yerine demokratik zihniyeti tesis vazifesini üzerine almakla, hemen hemen bir devlet kurmaktan farksız bir işi başarmak mecburiyet ve mesuliyetini üzerine almıştı.

ABD-İngiliz mücadelesi

Bu arada yavaş yavaş, kökleri Avrupa’ya uzanmayan yeni bir sermaye sınıfı doğuyordu. İnsan ve hayvan gücünün yerini makina alıyor, yeni ekonomi; geçmişteki ilkeleri anlamsız hale getiriyor ve refah ön plana çıkıyordu. CHP ise hâlâ kuruluş ilkeleri ve Atatürkçülüğün savunuculuğu ile meşguldü. CHP ya kökten değişecek, ya da Türkiye’deki mücadelenin dışında kalacaktı ki, İngiltere devreye girdi, 27 Mayıs Darbesi tezgâhlandı, ABD’nin Türkiye üzerindeki gücü kırıldı. 

Darbenin önde gelen isimlerinden Numan Esin, ihtilalden 20 yıl sonra verdiği bir röportajda şöyle diyecekti: "İhtilal sadece sizin iradenizin bir ürünü değildir… Biz 1960 ihtilaline girdiğimiz vakit, Türkiye'nin ekonomik yapısını bilmiyorduk. Daha yüzeysel yaklaşımlar içindeydik… 27 Mayısçıların genç kadrosunun yaş ortalaması 30-35'ti. Yetişme şartlarımız, sorunları tam olarak öğrenmek imkânı vermemişti bize… Komitedeki albay ve generallerin hemen hepsi, iktidarın süratle CHP'ye intikaline zemin hazırlama yanlısıydılar…” 

Türkiye’deki iktidarlardan, günlük işleri, belirlenen çerçeve içinde uygulamakla yetinmesi beklenirken, Adnan Menderes; sistemi birden ve tamamen değiştirmek istemişti. Asıldı! 
Konuyu bir soruyla kapatalım: Bir trenin gerçek yöneticisi kimdir, makinist mi, 3 km. ötedeki makasçı mı, yoksa, yol planını yıllar önce çizenler mi?

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX