0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Gökyüzünden gelenler ve gökyüzüne gidenler

Kutsal kitapların hemen hepsi Hz. Adem'in yaratılması ve Cennet’ten kovulması olgusu konusunda mutabıktırlar. Cennet’ten dünyaya kovulan Adem ile Ademoğulları’nın dünya macerası başlar. 

Üç kutsal kitapta Allah’ın yeryüzü ile bazen direkt, bazen de melekleri ile sürekli dinamik bir kontrol ilişkisine sahip olduğu görülmektedir. Bu konu tüm mitoloji ve tek tanrılı olmayan dinlerin kitaplarında da aynı şekilde vardır. Allah’ın yeryüzü ile dinamik kontrol ilişkisine sahip olması Mehdi inancının da temelini oluşturmaktadır. ABD ile yaşanan gerilim sonrası tekrar gündeme gelen Mehdilik, Evanjelizm, Hıristiyan ve Yahudi kehanetlerinin temelinde Allah'ın yeryüzü ile ilgileniş şekilleri yatmaktadır. 

Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim’in konu ile ilgili bildirdikleri açık olmakla birlikte İslam dünyasında da Mehdilik olgusu çeşitli ekollerin içinde hep var olagelmiştir. 

Mitolojik tarih ve dinler tarihi analitik olarak incelenirse, özellikle peygamberlerin, meleklerin, özel görevli varlıkların ve sair gezegenlerde yaşayan üstün varlıkların sürekli gökyüzü ile dünya arasında sıkı bir seyahat trafiği oluşturduğu görülecektir. Dolayısıyla Yahudi ve Hıristiyan kaynaklarının birçoğunda kuvvetle savunulan Mehdilik olgusu, Batı'nın inanç ve zihin dünyasında hayli köklü bir yere sahiptir. 

Son dönem Batılı birçok araştırmacı ve bilim insanlarının da deneysel olarak ortaya koyduğu gibi insan, irrasyonel bir varlıktır ki Kur'an'ı Kerim “aklınızı kullanmaz mısınız” diyerek bu deneysel bulguya binlerce yıl önce işaret etmiştir. Bu bağlamda irrasyonel oldukları kendi bilim insanları, araştırmacıları ve düşünürlerince defalarca kanıtlanmış Batı dünyasından neden rasyonel yaklaşımlar beklendiği ayrı bir soru olarak önümüzde durmaktadır. Kaldı ki Kur'an-ı Kerim, aklı kullanmamanın evrensel bir olgu olduğunu da vurgulamaktadır. 

Ayrıca birçok arkeolojik bulgu, mitolojik tarih, tek tanrılı dinler dışındaki dinlerin kitapları da gökyüzü ile dünya arasındaki seyahat trafiğini ortaya koymaktadır. Özellikle Erich von Daniken gibi spekülatif bulunan birçok yazar konuyu zaten popülarize etmiştir. 

Kur'an'ı Kerim de peygamberimizden sonra başka peygamber gelmeyeceğini özellikle belirtmiştir. Burada kullanılan “başka peygamber gelmeyecek” ithaf ve ibaresi, Mehdi’nin -ki peygamber ötesi bir varlık portresine sahiptir- geleceği yönünde bir delil olarak kullanılabilmiştir. 

Bu durumda Mehdi’nin veya Hz. İsa’nın dünyaya dönmesi için birçok çağrının yapılması, yani tanrının harekete geçmesini zorlayacak küresel vahşet ve adaletsizliklerin işlenmesi olgusu ne yazık ki vuku bulabilir. 

Daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz “evrensel yasalar ve bunun işleyiş sırları” konusu, tüm ezoterik okulların ilgi alanı olmuştur. Ve bu ezoterik okulların öğrencileri bugün Batı'nın ve Doğu’nun elitleridir. “Bu çağda bu da olur mu?” denebilir. Fakat biliyoruz ki evrensel yasaların işleyişi, mistik okulların matematiksel kesinlikle inandıkları ve derslerine konu ettikleri kutsal bir öğretidir. Bu sebeple bize akıl, din ve imkân dışı gelen birçok olay ve olgular, o atmosferde başka bir şekilde algılanmakta ve yorumlanmaktadır. 

Ayrıca tarihsel seyir ve Kur'an’ı Kerim’in “başka peygamber gelmeyecektir” ihtar ve hükmü, peygamber dışı varlıkların gelebileceği kabulünün yolunu açmaktadır. Bu konu önümüzdeki dönemde dünya ekonomisi, politikası, uluslararası ilişkiler, ticaret ve dinsel alanı önemli ölçüde baskılayacak bir enerji, içerik ve pratik kazanmıştır. 

İslam dünyasının genelinin konuya bakışı açık ve nettir. Fakat bu algılayış ve kabul, küresel bir algı operasyonu ile sıfırlanabilir. Ülkemizde ve İslâm dünyasında bu yaklaşıma destek vermek için hazırlanan birçok grup ve kişi vardır. Bu yönü ile de küresel bir inanç ve din kaosu oluşturacak, gökten ineceği kabul edilen Mehdi ve Hz. İsa için dünyayı hallaç pamuğu gibi atacak bir motivasyon, giderek beslenmektedir. 

Sonuç olarak adı ne olursa olsun dinsel ve ezoterik inançlar ve olgular, artık uluslararası ilişkilerin nirengi noktası olmaya başlamıştır. Bundan sonrası gerçekten de tam bir irrasyonalite çağı olacaktır. Bu çağ için yeterince hazırlık yapılmış, “akıl dışı ama işe yarıyor” yorumu ile de bilimsel bir elbise hazırlanmıştır. Konu, Rahip Brunson Olayı’ndan öte bir küresel algısızlaştırma çalışmasının İslami Asya boyutudur. 

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX