Ezoterik örgütler yarışı 

ABD, AB, Çin, Rusya, İslami Asya ve Geniş Asya'da yaşanan gelişmelerin temelinde ezoterik okulların buldukları, ürettikleri ve sentezledikleri bilgiler ve geçmişten bugüne aynen veya ahvale göre yeniden yorumlayıp biçimlendirdikleri kehanetler vardır. Burada hangi kehanetlerin baz alındığı çok önemlidir. Çünkü gelecekte olacakları haber vermek, basit, sıradan kehanetler sınıfına girmektedir. Geleceği şekillendirmeye ve evrenin yasalarını kullanarak yeni bir dünya tasarlamaya ve bunu gerçekleştirmeye ise Kehanet-i Kâmil, yani olgunlaşmış, olgunlaştırılmış kehanet denir. 

Bugün tüm dünyayı sarsan ekonomik, meteorolojik, siyasal, etnik, dini ve sair tüm gelişmeler Kehanet-i Kâmil kapsamında ele alınmalıdır. Dünyanın genel doğal akışı içinde meydana gelen olaylar ve bunlara müdahale ederek, evrenin yasalarını da kullanarak kendi dünyalarını inşa etmeyi hedefleyen kehanetler zinciri oluşturma ameliyesi devrededir. Dolayısıyla dünyada meydana gelen ve getirilen olaylar vardır. Meydana getirilenler yani bir senaryo çerçevesinde gerçekleştirilen olayları Tanrı’yı kıyamete zorlamak veya Mehdi'nin gelişini öne çekip onun dünyaya gelmesini sağlamak amaçlı olmadığını bilmek zorundayız. 

Çünkü ezoterik okullarda “Mehdi”nin sıfatlarını taşıyan birçok yetiştirilmiş “Mehdi” zaten vardır. Bu bağlamda beklenen, bizlerin anladığı ve bizlere anlatılan anlamda bir Mehdi değildir. Bu konuda başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere tüm kutsal kitaplarda, okunması bilinirse, epey detaylı bilgi vardır. 

Yine Kur'an-ı Kerim başta olmak üzere Tevrat ve İncil, zaten dünyanın ve evrenin, matematik ile şifreler sistemi ile sayısal ve olaysal şifreler sistemi ile çalıştığını ortaya koymaktadır. Tüm ezoterik okullar, bu sayısal ve olaysal şifreler sistemini bilirler ve yeni şifreleri çözmek için de sürekli çalışırlar. Zaten tüm rekabet de burada başlamaktadır. Çünkü dünyanın ve evrenin sayısal ve olaysal şifrelerini çözen ezoterik okul veya okulları elde edecekleri güçten mahrum bırakmak için diğer okullar, dünyanın ekonomik, siyasal, sosyal, dinsel ve sair sistemine müdahale etmektedirler. Bu müdahaleler dünyanın doğal işleyişini bozar. 

Dolayısıyla dünyaya ezoterik, okült vs okullar açısından, dinler açısından bakan yine kadim ezoterik okullar ile ilgili iddialar kesinlikle boş değildir. Çünkü inanılmaz servete, güce ve iktidara sahip olan kişi ya da grupların dünyanın ve evrenin yasalarını ve şifrelerini bilmek, bulmak ve bunlarla daha üst bir iktidara sahip olmak için tasarrufta bulunacaklarını tarih insanlara defalarca öğretmiştir. 

Ezoterik okullar ve örgütler arası yarış ihmal edilecek ya da hafife alınacak bir olgu değildir. Dolayısıyla dünyada olup bitenleri anlamak istiyorsak, ABD, AB, Çin, Japonya, Rusya, İran, İsrail ve İslami Asya ile Geniş Asya’yı ve Afrika’yı yeninden yeni parametrelerle ele almak zorundayız. 

Dünyanın ve evrenin matematiksel, fiziksel, kimyasal, jeolojik ve meteorolojik ve beşeri yasalarının bir kısmı bilinmektedir. Önemli bir kısmı da keşfedilmeyi beklemektedir. Kadim ezoterik okulların bu konuda çok daha fazla bilgi sahibi olduklarını ve bu bilgileri “yeri geldikçe” kullandıkları gerçeği de erbabınca bilinmektedir. Fakat bu erbabların kimler olduğu konusunda yeterince bilgi yoktur. Bu sebeple ortada bilgileri örtmek için yoğun bir çaba olduğu gerçeği de ayrıca önümüzde durmaktadır. 

Bazı devletlerin, siyasilerin, din adamlarının, iş adamlarının, sanatçıların, yazarların, filozofların, söz ve davranışlarına, stratejilerine ve eylemlerine yön veren mekanizmalara, bilgilere ve akıl sahiplerine yeniden mercek tutmak zorundayız. Daha önce bir yazımızda da ifade ettiğimiz gibi kehanetlerin şakası yoktur. Çünkü Kehanet-i Kâmil haline getirilen bir kehanet hükmünü icra eder. Bu sebeple dünyada birçok kişi ve grup, kehanetler üzerine ciddi şekilde çalışmaktadır. Bu çalışmaların ne yazık ki dışarıya yansıyanı yoktur. Bir kısım kehanetlerle uğraşanların da bu konunun ilmi ile ilgili bilgisi yoktur. 

Indiana Jones filmleri, Hollywood ürünüdür fakat kehanetler Hollywood ürünü değildir. Fakat ABD’nin, İsrail'in, Türkiye’nin ve başka bazı devletlerin kehanet bazlı ülkeler olduklarının altını çizmek gerekir. 

Bugünkü ve yarın ki dünyayı anlamak için sırasıyla Asya’yı, Amerika kıtalarını ve kutsal kitapları bir daha okumak gerekir. Çünkü Allah ne yapıp edeceğini önceden bildirir, bildirmiştir ve bildirecektir. Bugünkü yarış bunu bilenler arasındadır. İslami Asya, Allah'ı bilmekle Allah’a ibadet etmek arasındaki ayrımı idrak ettiğinde dünyaya bir güneş gibi doğacaktır. Bunun için Maturudi’yi bir daha okumalıyız. Yabancılar Maturudi’yi neden yoğun şekilde araştırıyor acaba?