0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Evrenin dili

İngiliz fizikçi James Jeans (1877-1946), “Kâinatın mimarı mükemmel bir matematikçi olsa gerek” der. 

Matematik her yerdedir ve her şeye gücü yeter. Tıpkı Tanrı gibidir, zaten Tanrı’nın dili, evrenin dili matematiktir. “Her yerde olmak ve her şeye güç yetirebilmek” tanrısal özelliktir. 

Matematik dışındaki tüm alanlarda kargaşa yaşanırken, matematik kesindir, kargaşaya meydan vermez. 

 Neredeyse insanla yaşıt bir soru şudur: 

Matematik nereden geliyor, yok bir yerden gelmiyor ise o zaman insan zekâsının bir ürünü mü – Einstein’a göre böyle-, peki eğer öyle ise birkaç yüzyıl sonra sorulacak sorulara birkaç yüzyıl önceden nasıl cevap verebiliyor ve de nasıl insan icadı diğer hiçbir şeyde rastlanmayan sarsılmaz bir tutarlılık ve çelişmezlik sergiliyor matematik? Mesela Öklid geometrisi, 2.500 yıl önce ne kadar doğru ise bu günde o kadar doğru! Matematik eğer insan zihninin soyut bir ürünü ise nasıl oluyor da somut dünyayla kesinkes uygunluk gösterebiliyor? Soyut dünya ile somut dünya arasında nasıl bir ilişki var? 

 Evrende yalnız mıyız, yoksa çoklu evren gerçek mi, cevap “evet” ise, diğer evrenlerde de aynı matematik geçerli mi, bizimle aynı matematiği paylaşan dünya dışı uygarlıklar var mı? 

Matematik, insan zihninin bir ürünü değil ve evrene uzaydan gelmiyor, o, eğer uzaydan gelseydi insan o suretle uzaydan ilham alırdı. İnsanın ilham kaynağı uzay değil, Ay ve Güneş’tir.  

Mevlana, Mesnevi’sinde Güneş için “Tanrı sıfatlarına mazhar, Tanrı yıldızı” (4. Cilt-510) der. “Tanrı sıfatlarına mazhar” olmak, “Tanrısal güç sahibi olmak”tır ki evet Güneş aynen böyledir. 

Ay ve Güneş, evrenin, evrende meydana gelen hadiselerin kayıtlarının tutulduğu yerdir. Tüm mitolojilerde Güneş’in “Hakikat”i ifade etmesi boşuna değildir. Mevlana yine Mesnevi’sinde “Sana delil (aranılan gerçeğe ulaştırabilen iz) lazımsa Güneş’ten yüz çevirme” (1. Cilt-115) der. 

İnsan, Ay ve Güneş’ten sadece ısı ve ışık almıyor, insan, Güneş’ten beslenen ve bunu ürüne dönüştüren bitkilerden daha komplike bir yapıya ve yazılıma sahip. Isı ve ışık, ilhamın insana ulaştırıcıları. İnsanın karanlıktan ne aldığı ise hâlâ meçhul.  

İlham uzaydan olsaydı, etkisi insana nasıl ulaşacaktı ki? Uzay iletici değildir. İletici olmayan uzayın ilhamı iletmesi mümkün olmazdı. Uzay, ilhamın insana ulaşmasında sadece üzerine düşeni yapıyor. 

İnsan zihni ilhamla beslenir. “Aklıma geldi” diye ifade edilen ilhamla insan icatlar yaptı, “olmaz”ları oldurdu. İnsan ilhamla ocaktan ihtiyacı olanı alır, ocak, Ay ve Güneş’tir. İlham, uzaktan gönderilen ikramdır. İlham, insanın hakikate yolculuğunda en şaşmaz ulaktır. İkram, insana, ihtiyaç oldukça verilen enerjidir. İnsan, evrende yalnız değil, ancak -görme ve duyma eşiği gibi var olan- idrak eşiği, insanın evrendeki diğer varlıkları algılamasını engelliyor. Ortada olan kimi uygulamalar da insanın idrakini daha da köreltme peşinde. İdrak eşiği, insanın evreni algılamasının önündeki en temel engeldir. İlham, insanın idrakini evrenin eşiklerinin üzerine çıkaran yegâne kaynaktır. Evren, matematiğin hâkimiyeti altındadır. Evrenin dilini çözebilen üzerinde otorite tesis etmek mümkün değildir. Dolayısıyla yapılması gereken bellidir. Günübirlik gelişmelere cevap yetiştirmekle, Twitter kampanyalarıyla bir yere varamayız. 

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX