0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Artık stratejik çıkarlar var 

Yeni uluslararası ilişkiler rejiminin İlk önemli kurbanı stratejik ortaklık ve müttefiklik oldu. Artık sadece stratejik çıkarlarını dikkate alan bir uluslararası ilişkiler branşı gelişiyor. Stratejik müttefiklik ve ortaklık neredeyse anlık ve çok taktik bir düzeye indirgenmiştir. Artık “biz müttefikiz, stratejik ortağız, biz dostuz” gibi açıklamaların içi tümü ile boşalmıştır. Bu yeni durumu bundan böyle Sürekli gözlemleyebileceğiz. 

Zaten uzun süredir “ülkelerin ebedi dostları ve düşmanları yoktur, ebedi çıkarları vardır” düsturu televizyon ekranlarında sürekli vurgulanır olmuştu. Bunun bugün artık değişmez gerçekliğe dönüşmesinin ciddi sonuçları olacaktır. 

Özellikle İslami Asya coğrafyası; kullanılıp atılan etnik, dini ve feodal toplulukların hikayeleri ile doludur. Buna rağmen bu topluluklar yine kullanıma hazır olduklarını sürekli beyan etmeyi ve hatta gönüllü kölelik yapmayı bir nevi “saygın bir statü” bibi görmeye devam etmektedir. Bu husus gerçekten de ciddi sosyolojik ve psikolojik araştırmaların konusudur. Ne yazık ki bu konuda bu coğrafyanın mukimlerinin ciddi tetkikleri yoktur. Ezikliğini ve köleliğin “ben x’in kölesiyim” statüsüne yükseltebilen bir zihniyetin mercek altına alınması da kaçınılmazdır. 

Mafios etnik unsurların kullanışlılığı tarihsel bir gerçektir. Bu da tarih biliminin bu coğrafyada bilimden çok masal gibi algılanmasını sağlamamaktadır. Bu coğrafyaya özgü mertlik, haysiyetlilik, şeref sahibi, onurlu ve minnet etmeme kavramlarını ortadan kaldırıp, harici unsurların gönüllü birer köleliliğine dönüşmeyi paye almak olarak görebilme yeteneğine dönüştürme, Batı'nın olağanüstü antropolojik zaferi olarak görülmelidir. 

Güç kavramının bu kadar yozlaştırdığı coğrafyamıza kadim zamanlardaki ağırlığını tekrar kazandıracak en büyük değer, adaletin katıksız tecellisini sağlamak İdi. Ne yazık ki İslami Asya’nın ilk kaybettiği kavram “hak” olmuştur. Hakkını bilmemek ve hakkı olmayanı istemek,  adalet duygusunu yok etmiştir. İsmail Hami Danişmend’in “Eski Türklerin Seciye ve Ahlakı” kitabı da artık demode olmuş değerler listesine dönüşmüştür. 

Bu coğrafyanın kaderini değiştirecek olan yegâne ilke, adalet kavramıdır. Vicdan ve adalet korelasyonunun bozulduğu her topluluk ve ülkeyi bekleyen tehlike, köleliği üstün bir statü olarak gören zihinsel arızadır. Adalet varsa vicdanlar dile gelir. O sebeple önce adalet sistemimizi işgal ettiler. Adalet sisteminin bozulduğu her ülke sonuçta ilahi adaletin tecelli edeceği bir arenaya dönüşür. 

Hollywood filmlerinde birden zuhur eden dev varlıkların şehirleri yerle yeksan etmeleri, orduları ve gelişmiş silahları saf dışı etmeleri, ilahi adaletin tecellisini talep etmeyi sembolize etmektedir. Bu bağlamda artık stratejik ortaklık ve müttefiklik gibi kavramların boş bir cümleye dönüşmesi gerçeğini kabul etmek de bir adalettir. Bu adaleti algıladığımız noktada kendimize zulüm etmemek gerekir. 

Yeni İslami Asya ve yeni uluslararası ilişkiler rejiminin ilk kaidesi, dün, tüm kavram ve kriterleri ile yok olmuştur. Bugün ve yarın, kendi kavram ve kriterlerini oluşturacaktır. Yolumuzu, oluşan/oluşacak olan bu yeni kavram ve kriterler belirleyecektir. 

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX