0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Acil Türkiye Cumhuriyeti’nin hikayesi yazılmalı!

Ağır, bunaltıcı bir 2019’dan sonra , umutla adım attığımız 2020, daha ilk günlerinde 2019’u aratacak hadiseler yaşatmaya başladı!

Dönüp şöyle bir, 2000’li yılların başlangıcı olan 2000 yılına bakarsanız, sanki ufaktan da olsa bugünlerin ip uçlarını vermişti bizlere!

Hatırlayın 1999’u!

“Milenyum”u!

Milenyum aşağıya, milenyum yukarıya!

Sihirli isim bulunmuştu, ‘’Milenyum’’!

Hatta, bendeniz de o yıllarda, ‘’Milenyum Eşiğinde Türkiye’’ isimli bir tiyatro oyunu yazmış, bu oyunla Anadolu ve Avrupa turnesi yapmıştım!

Mesela, 2000’nin ilk ayında İstanbul’da bir villada Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu ölü olarak ele geçirilmişti! Öylesine bir operasyondu ki, daha sonrasında operasyonun fazla şiddetli olduğuna dair tartışmalar başlamıştı!

Mesela, 26 Mart’ta Rusya’da yapılan seçimler neticesinde, 2000’li yılların kaderinde etkili bir rol oynayacak olan Vladimir Putin Rusya Devlet Başkanı seçildi!

11 Mayıs 2000’de, Sultanahmet Meydanı’nda, ‘’İmam Hatipler kapatılmasın’’ diye miting yapıldı!

Durun daha bitmedi!

10 Temmuz 2000 tarihinde, ölen Hafız Esad’ın yerine tek aday olarak seçimlere giren oğlu Beşşar Esat Suriye Devlet Başkanı oldu!

11 Ağustos 2000’de, Ankara DGM Fethullah Gülen için tutuklama kararı verdi!

8 Kasım 2000’de oğul George W Bush ABD Başkanı seçildi!

Dahası, oylar eşit çıkmış tekrardan sayılıyordu ki, ABD Anayasa Mahkemesi Florida’daki sayımı durdurdu ve George W Bush’u ABD Başkanı ilan etti!

Aradan geçen 20 yıldan sonrasında, birkaç başlıkta kendi içimize ve sonra da dışımıza, bugüne bir bakalım!

Geçen akşam, anlı şanlı kanalların, anlı şanlı tartışma programlarında, anlı şanlı gazetecileri ve akademisyenleri dinledim, her birinin konuşmasında da hayretler içerisinde kaldım!

Lafa bakar mısınız, ‘’Biz gaz için, petrol için Libya’ya nasıl asker yollarız’’!

Bir başka kelli felli akademisyen, ‘’Cumhurbaşkanı Libya’da başka güçlerimiz var dedi. Bunu nasıl der, biz terör örgütleriyle nasıl iş birliği yaparız?’’!

Peşinden de Atatürk’ün kurduğu partinin CHP sözcüsü Faik Öztrak, ‘’Şimdiki Libya’ya asker göndermeyle Atatürk’ün Trablusgarp’ta olmasını karıştırmayın, Atatürk o zaman vatan toprağını savunmak için oradaydı, Libya bizim vatan toprağımız değil’’!

Alın tüm bunların üstüne bir de kaymak olarak,  ‘’Kemalizm tehlikede, laiklik elden gidiyor’’ lakırdısı!

Dışımızda, ne mi oluyor?

100 yıl önce birileri pergelle santim santim sınırlarımızı nasıl çizdilerse, bugün o birileri çizdikleri sınırları da bize çok görerek, adeta hayat damarlarımızı kesmeye çalışıyorlar!

Bizde aradan geçen 20 yıla rağmen 20 yıl önceki lakırdılarla insanımız manipüle edilirken, o birilerinin ülkesinde kimse insanını manipüle etmeye çalışmıyor!

İçeride insanımız bunca yaşanan tecrübeye rağmen bu kadar kolay maniple edilebilirken, o birilerinin ülkesindeki insanların kolayca manipüle edilememesinin sebebi, o ülkeler ülke hikayelerini yazdılar ve o hikayeleri, hikâyenin anlatım dili olan sanat ile de insanlarına anlattılar!

Bakınız ABD’ye, ABD dendiğinde ilk akla gelen Hollywood, işte o Hollywood, olmayan hikâyeyi bile oldurarak, hem kendi insanını hem de bizim insanımızı istediği yöne baktırmayı başardı!

Rusya mı?

Edebiyatta dünya klasikleri dendiğinde, Rus yazar sayısına bakınız, ne demek istediğim çok daha iyi anlaşılacaktır! Başını Tarkovsky’nin çektiği Rus sineması, tiyatroda Stanislavski...

Sadece şunu yazayım siz gerisini anlayın, bizim ülkemizde 200 küsur üniversitemizin bir tanesinde bile hala, ‘’Geleneksel Türk Tiyatrosu Bölümü’’ yok!

Sakın birileri çıkıp da, ‘’Biz dünyanın  dizi ihraç eden ikinci ülkesiyiz’’ demesin! Bunu demeden önce o ihraç edilen dizilerde anlatılan Türkiye ile bizim Türkiye’miz aynı mı ona baksınlar yeter! Ondan sonra da biz dizi mi ihraç ediyoruz, yoksa kendi ayağımıza mı sıkıyoruz görsünler!

Velhasıl, biz bir Türkiye Cumhuriyeti hikayesi yazıp da nesillere anlatamadığımız için, bugün 100.yılını kutlamaya çalıştığımız ülkemizde, ‘’Laiklik elden gidiyor’’ lakırdısıyla asıl gidenin ne olduğunu kaçırıyoruz!

Acilen, Türkiye Cumhuriyeti’nin  hikayesini yazamazsak, bugün yaşananları insanımıza anlatamayız!

Nitekim anlatamıyoruz…

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

Pers Aklı

18 Nisan 2024

Benden demesi

16 Nisan 2024

Distopya

14 Nisan 2024

Gerçekten o kadar etkili miyiz dünyaya?

11 Nisan 2024

Seçim mi seferberlik mi?

09 Nisan 2024

Beceremedi

07 Nisan 2024

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX