Kazanova: Masum değiliz hiçbirimiz!

Sizin yerinizde kim olmak istemez!

Öyle değil mi?

Öyle miymiş, değil miymiş görelim; geçmiş defterleri karıştıralım, halının altına neler süpürülmüş bakalım!

Bakırköy Belediye Tiyatroları'nca birkaç sezondur sahnelenen 'Kazanova' adlı oyunda her şey, arabası bozulan varlıklı bir işadamının (mahsur kaldığı kasabada) gördüğü bir şatoya sığınmasıyla başlıyor.

Burası ilginç bir şatodur. Sahibi emekli bir hâkim...

İşadamını akşam yemeğine alıkoyan hâkimin başka misafirleri de vardır; kendisi gibi emekli hukuk adamları... Bir avukat, bir savcı, bir de cellat...

Biraz uçuk kaçık, tuhaf bir emekli grubudur bu.

Tarihi şahsiyetleri, kurdukları mahkemede kendilerince yeniden yargılayıp ceza keserler, es kaza kendilerine zorunlu misafir olan konukların hayatlarını didik didik edip, kıyıda köşede kalmış suç unsuru ararlar.

Bu onlar için hem (hayatlarını renklendiren) bir oyun sahası, hem de mesleki bir alışkanlıktır.

Bu sefer ağlarına düşen kişi zengin, şehirli bir işadamıdır.

Ziyafet sofrasında sorular kıyıdan köşeden gelmeye başlar.

İlk bakışta pirüpak görünen işadamı bakalım servetini nasıl elde etmiş?

Hikayenin devamı, Kazanova'da...

Ama oyunla ilgili sunu söyleyelim: Kazanova, zirveye ulaşmak için hırs yapan insanların kapitalist düzen için nasıl da kolay kokma olabileceklerini anlatan bir oyun.

Para ve makam hırsının baştan çıkardığı insanların gayelerine ulaşma yolunda kat ettikleri dolambaçlı yolları 'grotesk bir ironi' ile ele alan Kazanova, seyirciyi vicdanın dehlizlerine doğru yolculuğa çıkarıyor.

Friedrich Dürrenmatt'in Durusma Gecesi adli kısa romanından uyarlanan Kazanova'nın yönetmenliğini Emrah Eren yapıyor.

İşadamı rolünde Erol Ozan Ayhan, hakim rolünde Faruk Üstün, savcıyı oynayan Hüseyin Emre Koç ve avukat Burak Dur başarılı oyunculuklarıyla göz dolduruyor.

Kostüm ve makyaj da bu grotesk oyunun ruhuna uygun biçimde keskin renklerle başarılı biçimde uygulanmış.

Emekli hukukçuların oyun alanıymış gibi görünse de bir vicdan muhakemesine dönüşen oyun, hırslarına yenik düşen herkes için bir ayna vazifesi görüyor.

Karl Marx'ın söylediği rivayet olunan bir söz var: 'cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla örülüdür.'

Daima daha fazlasına sahip olma duygusuyla insanın başını döndüren, gözünü kamaştıran kapitalist sistem ayartmalarına 'dur' diyemeyen biri, bu düzende ne kadar masum kalabilir...

Gerçek olmayan bir mahkemede, oyun içinde oyun olan Kazanova herkesi bu soruya muhatap ediyor.

Bir düşünelim bakalım, amacına ulaşmak için karıncayı bile incitmemiş kaç 'sütten çıkmış ak kaşık' vardır şu hayatta.