Hürmüz peşrevi

Dünyadaki petrollerin beşte birinin sevkıyatının yapıldığı Hürmüz Boğazı'nın hemen güneyinde bulunan Umman Körfezi'nde 13 Haziran’da, “Front Altair” ve “Kokuka Courageous” adlı 2 tankerde patlama meydana gelmişti. Tankerlerden biri batarken, İran Deniz Kuvvetleri gemilerdeki 44 mürettebatı kurtarmıştı. ABD, patlamaların saldırı sonucu meydana geldiğini öne sürmüş ve İran’ı suçlamıştı. 

SORUMLUSU ABD 

Olay, peş peşe açıklamalarla büyük bir krize dönüştü. İran Meclis Başkanı Ali Laricani, ABD Başkanı Trump'ın İran'ı suçlamasını “ekonomik yaptırımların tamamlayıcısı” olarak nitelendirdi ve saldırıdan Washington yönetimini sorumlu tuttu. Laricani, ABD'nin 2. Dünya Savaşı'nda düşmanlık için Japonya yakınlarında kendi gemilerini hedef aldığını hatırlatarak, “Washington yönetiminin yaptırımlardan sonuç almamasıyla yine benzer bir girişimde bulunduğunu” kaydetti. Rusya’dan yapılan açıklamada, ABD’nin saldırıdan İran’ı sorumlu tutması eleştirildi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, saldırıyla ilgili Trump'ın İran'ı suçlamasını “saçmalık” şeklinde nitelendirerek, “Bu tür olaylar, gerçekten küresel ekonominin temellerini sarsabilecek kapasiteye sahiptir. Bu nedenle doğrulanmamış suçlamalar dikkate alınmayabilir” dedi.  

SELMAN’DAN ÇAĞRI 

İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt ise ellerindeki istihbarata göre, tanker saldırılarının gerisinde İran'ın olduğunu öne sürdü. Hunt, “Kendi istihbarat değerlendirmemizi yaptık ve kullandığımız ifade 'neredeyse kesin' oldu. Bunu başka birinin yapabileceğine inanmıyoruz” diye konuştu. Suudi Arabistan da İran’ı suçlayan tarafta yer aldı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, uluslararası toplumun “İran'a yönelik kararlı bir tavır” sergilemesi gerektiğini belirtti.