0530 708 54 54
0530 708 54 54
15 Kasım 2019 Cuma 17:49:00 - Güncelleme:15 Kasım 2019 Cuma 17:54:00

Süleyman Soylu, kadın cinayeti ile ilgili korkunç rakamı açıkladı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'de bu yıl 299 kadın cinayetinin yaşandığını söyledi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,"Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi Toplantısı", Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un katılımıyla Dikmen Hakimevi'nde yapıldı.

Soylu, toplantıda yaptığı konuşmada, kadın cinayeti, kadına şiddet veya tecavüzün, ülkelerin gelişmişlik seviyelerinden bağımsız bir sıralamaya sahip olduğunu belirtti.

ÜLKELERE GÖRE KADIN CİNAYETLERİ

Bu sorunla ilgili ülkelerde yıldan yıla çok farklı trendler oluştuğuna işaret eden Soylu, şöyle konuştu:

"İngiltere'de kadın cinayeti sayısı, 2010'da 147, 2016'da 113, 2018'de tekrar 147. Yani bir azalış veya bir artış trendini görebilmeniz mümkün değil. Yüzde 10'luk, 20'lik artışlar ve azalışlar var. Bizdeki rakamlar da 2016 yılında 304'tü, 2017'de 353'e yükseldi, 2018'de bir azalış yakaladık ve 280 ile kapatıldı. Bu yıl ise maalesef geçen yılın biraz üzerindeyiz. En son güncel veriye göre, 2019 yılı kadın cinayeti sayısı 299."

Dünyada bu işin ölçümünün, 1 milyon kişi başına düşen kadın cinayeti sayısı üzerinden yapıldığını ifade eden Soylu, bu ölçekle bakıldığında, İngiltere, Fransa, Japonya'nın 1,8-2 bandında, Danimarka, İtalya, Polonya'nın 3, Finlandiya, Avusturya, Çekya'nın 6, ABD'nin 22, Rusya'nın 32 bandında olduğunu söyledi.

Soylu, Türkiye'nin bu sıralamada 2019 verilerine göre 3,6 bandında yer aldığını ve bu sayısının geçen yıl 3,4 olduğunu dile getirdi.

Uluslararası kuruluşların raporlarına göre, Avrupa'da her üç kadından birisinin, 15 yaşından itibaren fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalabildiğini aktaran Soylu, yine uluslararası raporlara göre, kadına karşı şiddetin en yüksek olduğu ülkenin yüzde 52 ile Danimarka olduğunu aktardı.

"ELEKTRONİK KELEPÇENİN YAYGINLAŞTIRILMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ"

Şiddet mağduru kadının korunmasıyla ilgili kanun ve yürütülen faaliyetler hakkında bilgi veren Soylu, şunları kaydetti:

"2016-2019 ağustos ayı itibarıyla hayatını kaybeden kadın sayısı 1167'dir. Bu kadınlardan sadece 76'sı haklarında bir koruma kararı verilmiş kadınlardır. Toplam içindeki oranı yüzde 6,5'tir. Yıllık ortalamalar da bu düzeydedir. Buradaki faillerin yüzde 86'sının daha önceden herhangi bir sabıkası söz konusu değildir. Faillerin yüzde 63,5'i eş veya partner, yüzde 32'si ise akrabadır. Söz gelimi, hepimizin yüreğini yakan Emine Bulut cinayeti de yine arkadaşlarımız tarafından buradaki yaklaşımlar itibarıyla değerlendirilmiştir. Yine burada tabi şunu da ifade etmem gerekir bu kadar hızlı ve beklenmedik şekilde gelişen bir konu olunca konunun diğer tarafları gibi biz de yeni ve daha etkin yöntemler arayışında olduk. Daha önce uygulamada olan elektronik kelepçe kendi adına etkin bir sistem ve bunun daha fazla yaygınlaştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu da bakanlarımızla değerlendirdik."

Kadın Destek Uygulamasını (KADES) bugüne kadar 349 bin 204 kişinin cep telefonlarına indirdiğini ve bu uygulama üzerinden 16 bin 51 ihbar geldiğini belirten Soylu, "Gelen ihbarlarda gerçeklik oranı, yaklaşık yüzde 50 seviyesinde seyretmektedir. Bunun anlamı şudur, uygulamanın kullanılmaya başlandığı 24 Mart 2018'den itibaren tehlike altındaki yaklaşık 8 bin kadın, polisin müdahalesiyle kurtarılmıştır veya olaya müdahale edilmiştir. Yani önleyici bir hizmet ortaya konulabilmiştir." ifadelerini kullandı.

KADES'in toplumda tanıtımı konusunda kadın sivil toplum kuruluşlarından yeterli desteği görmediklerini ifade eden Soylu, indiren kişi sayısının yeterli olmadığını kaydetti.

Soylu, kadına ve çocuğa yönelik şiddetle ilgili bu yıl 10 bin personele eğitim verdiklerini belirterek şiddet mağduru kadınların doldurduğu soru formalarını da yenilediklerini bildirdi.

KADIN CİNAYETLERİ EN ÇOK KADININ KENDİ EVİNDE İŞLENİYOR

Polis Akademisi'nin kadın cinayetleriyle ilgili yaptığı araştırmayı hatırlatan Soylu, şöyle devam etti:

"Cinayetlerin en çok işlendiği mekan, yüzde 72,8 ile kadının kendi evidir. Şu anda faili meçhul kadın cinayeti yoktur. Suçluların yüzde 82,4'ü yakalanmış, yüzde 16,2'si olayı müteakip intihar etmiştir. Cinayeti işleyenlerin yüzde 69'u ilkokul ve ortaokul mezunu, yüzde 18,9'u lise ve dengi okullardan mezun, yüzde 5,5'i üniversite mezunudur. Eğitim durumu yükseldikçe kadın cinayetine karışma oranı azalmaktadır. Buna mukabil, her eğitim seviyesinden insanların bu suça bulaşma ihtimali olduğu da görülmektedir. Dikkat çeken bulgulardan bir diğeri, faillerin yüzde 86,5'inin daha önce hiçbir sabıka kaydının olmamasıdır. Bu vakaların önemli bir kısmında hadisenin aniden geliştiği, hadisenin öncesinde kadının herhangi bir şiddet şikayeti başvurusu olmadığı durumlar azımsanmayacak sayıdadır. Elbetteki başvuru olmaması, şiddet görmediği anlamına gelmiyor. Bazen şiddet vuku bulsa bile aile içinde kalmasının tercih edilebildiği olayların sonunda karşılaştığımız belki de en çarpıcı gerçektir. Ancak elde edilen vaka analizlerinde maalesef maktul tarafından failin, kendi eşi, yakını veya tanıdığı olmasının tehdidi algılanmasında önemli bir engel teşkil ettiği anlaşılıyor. Dolasıyla bir tedbir de maalesef öngörmüyor.

İşin başından beri uyguladığımız politikalarda ana eksen itibarıyla bir eksilik söz konusu değildir. Burada bir öz eleştiri getireceğim. Kendi bakanlığım ve kurumum, bu işin bütün paydaşları da dahil olmak üzere uygulama konusunda alacağımız mesafe var. Bunu yapmak zorundayız. 'Ben iyi yapıyorum, siz eksik yapıyorsunuz' demek bu meselelerin çözümü değildir."

AA

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX