0530 708 54 54
0530 708 54 54
17 Ağustos 2019 Cumartesi 07:32:00 - Güncelleme:17 Ağustos 2019 Cumartesi 08:07:00

Marmara Depremi'nin 20. yıldönümünde hayatını kaybedenler anıldı

Büyük felaketin üzerinden tam 20 yıl geçti... 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 20. yıldönümü dolayısıyla, depremde hayatını kaybeden vatandaşlar; İstanbul, Kocaeli, Sakarya ve Yalova'da çeşitli törenlerle anıldı. Yalova’da düzenlenen anma programına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu yılı afetlere hazırlık yılı ilan ettik. Yapmamız gereken çok işimiz var" dedi

17 Ağustos 1999 yılında meydana gelen Gölcük merkezli depremde hayatını kaybedenler için, yaşanan felaketin 20'nci yıldönümünde Yalova'da anma töreni düzenlendi. Törene, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Yalova protokolü ve çok sayıda vatandaş katıldı. 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen anma etkinliğinde, meydanda kurulan çadırlarda 17 Ağustos depremini anlatan simülatörler yer aldı.

"BU TECRÜBE BU KADAR ACI OLMAMALIYDI"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı'nda kurulan deprem çadırlarını gezdikten sonra burada bir konuşma yaptı. Soylu, 17 Ağustos 1999'da Türkiye'nin büyük bir doğal afetle karşı karşıya kaldığını belirtti. Deprem haberini aldıktan sonra deprem bölgesine gittiğini belirten ve orada karşılaşmış olduğu tabloyu anlatan Bakan Soylu, "Cesetler yerdeydi. Kimin nereye koşuşturduğu belli olmayan kıyamet günü gibiydi. Sayın Çiller ile ilk önce arabada dönemin Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’i aradık. Buradaki tablodan bilgisi yoktu. Yine dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i aradık. Onun da tablonun büyüklüğünden haberi yoktu. İlk fotoğraf nakledildikten sonra sıra sıra gitmeye başladık. Arabanın arkasına bir şey almış, gördüğümüz, bulduğumuz herkese ulaştırmaya çalıştık. Bir kıyamet ve mahşer anı gibiydi. Bir hiçlik duygusunu insana olabildiğince yaşatan anı o gün burada hatırladıkça tekrar hissedebiliyoruz. Buradan Gölcük’e gece yarısı ulaştığımızı hatırlıyorum. Işık yok, karanlık. Gölcük’e giderken gündüz vaktiydi. Aklımdan çıkmayan manzara, ev çökmüş, annesini evin içerisinde olduğunu düşünüp, 'Anne neredesin' diye seslenen insanlar. Bir çok binanın üzerinde sahil boyunca olan sitelerin bir çoğunda sele serpe yatan cesetler. Ceset torbasının olmadığı bir Türkiye'ydi o dönem. Sonraki tartışmaları hep beraber hatırlıyoruz. Onlarla büyüdük, bu zamana kadar geldik. Kendi kendime 'Bu tecrübe bu kadar acı mı olmalıydı' diye sordum" dedi.

"İLK İMDAT ZİLİ ÇEKİLEN ÜLKE BİZİZ"

Türkiye'nin böyle bir bedel ödememesi gerektiğini dile getiren Bakan Soylu, "Biz 2 bin yıllık bir devlet sahibiyiz. Devlet tecrübemiz var. Devletin tecrübesi böyle olmamalıydı. Böyle bedel ödememeliydik. Kimseyi suçlamıyorum. Biz büyük bir ve asil bir milletiz. Bugün dünyada insanlara elini uzaktan, Kabe-i muazzamada tavaf edenlerin ismimizi bildiği, dua ettiği bir milletiz. Biz her şeyin mükellefini yapmakla mükellefiz. O günkü karmaşıklık bize büyük tecrübeler yaşattı. Yeniden başladık. Sıfır diyemeyeceğim ama neredeyse sıfırdan başladık. Binaların, yapıların nasıl olacağı, çocuklarımızın nasıl eğitileceği, yeni afetle karşılaştığımızda ne yapacağımızı o tarihten sonra yapmaya başladık. Bu depremin, afeti yaşayan cumhurbaşkanımızın, bu depremden 3 yıl sonra başbakan olması, bu depremi yaşayanlardan birisi olarak Türkiye için fırsattı. Bugün dünyanın pek çok yerinde böyle bir şey olduğunda ilk çağrılan, ilk imdat zili çekilen ve 'Gelir misiniz' denilen ülke biziz. Bugün çok güçlü kurumlar var. Ama bu kurumlarda Allah’a yemin olsun ki yeterli değil. Hep birlikte yapmamız gereken çok iş var. Bu meselinin sorunlarından biri olarak, kendi sorumluluğumu alarak, biz yolunda yürüyen meseleleri çözmekte yetenekli bir milletiz. Yeter ki konsantre olalım. Bunun en önemli örneklerinden biri Yalova’dır" ifadelerini kullandı.

"YAPMAMIZ GEREKEN ÇOK İŞİMİZ VAR"

Doğal afetlere karşı STK'ların da desteğini alarak önemli çalışmalara imza attıklarını dile getiren İçişleri Bakanı Soylu, "20 bin civarında deprem olmaktadır. Kimisini hissederiz, kimisini hissetmeyiz. Geçen Denizli’ye koştuk gittik. Oradaki binaların çok güçlü olduğunu iddia ediyor değilim. Türkiye’nin Yalova’dan hangi tecrübeyi elde ettiğini orada gördük. Akşam kararmadan Kızılay’ından AFAD’ına, kurtarmaya yönelik STK’lardan, belediyelere kadar, herkes ne yapacağını biliyordu. Topyekün nerede çadır kurulacağından, insanlarımızın davetine kadar. Böyle bir kültür Allah göstermesin önemli. Bugün, yapmamız gereken çok iş olduğunu söylemek istiyorum. AFAD başkanımız burada. Birlikte çok önemli çalışmaların altına imza atıyoruz. Bu yılı afetlere hazırlık yılı ilan ettik. Aynı zamanda bu tip meselelerle karşılaştığımızda 28 hizmet grubumuz var. Her biriyle bir mühendislik olarak hazır olmaları konusunda bir irade sergiliyoruz. Bu konuda bugüne kadar 12 milyon AFAD ve afet eğitimi gerçekleştirdik. Yapmamız gereken çok işimiz var" diye konuştu.

"AFET KONUSUNDA DÜNYAYA ÖRNEK GÖSTERECEK NESİLLER YETİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ"

Doğal afetler konusunda Türkiye'nin dünyaya örnek olacak nesiller yetiştirmek zorunda olduğunu dile getiren Soylu, "Sel karşısında ne yapacağız. Diğer afetler karşısında neler yapacağız. Bütün bunların tamamını çocuklarımıza öğretmek durumundayız. Ama illaki çocuklar. Trafik kurallarını dünyada en iyi bilen nesiller yetiştirmek zorundayız. Afet konusunda dünyaya örnek gösterecek nesiller yetiştirmek zorundayız. Buna imkanımız var. Biz eski Türkiye değiliz, iyi bir noktadayız. Van depreminde bunun örneğini, bir şehrin ne kadar kısa sürede olabileceğini cumhurbaşkanımız gösterdi. Gelecekte bundan daha iyisini yapabilmek kabiliyetine ulaşmalıyız. Bu konuda 24 saat emek sarf ettiğimizi bilmenizi isteriz" dedi.

Protokol konuşmalarının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eğitim sürecini başarıyla tamamlayan AFAD üyelerine sertifikalarını verdi.

KOCAELİ'DEKİ ANMALAR

Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde, 17 Ağustos 1999'da yaşanan Marmara Depremi'nde yaşamını yitirenler törenle anıldı. 

Vali Vekili Dursun Balaban, Kavaklı sahilinde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, depremi, o dönem kaymakamı olduğu Altınova'da yaşadığını anımsatarak, o günden bu yana devletin güzel hizmetler yaptığını söyledi.

Deprem sabahı yurdun her köşesinden bölgeye yardımlar gönderildiğini anımsatan Balaban, yardımlaşmanın örneğini o zaman yaşadıklarını kaydetti.

Balaban, 2018'de 50 bin kişi ve öğrenciye deprem eğitimi verdiklerini, insanları depremin değil binaların öldürdüğünü ifade etti.

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde evlerinin yıkılması sonucu iki kızını kaybeden AK Parti Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker de depremlerin dünyanın varoluşundan bu yana zaman zaman yaşandığını anlattı.

Depremlerde can kayıplarını azaltacak çalışmalar yapmaları gerektiğini vurgulayan Şeker, "1999 MarmaraDepremi'nde yaklaşık bu bölgede 17 bine yakın insan hayatını kaybetti ama yapılan araştırmalara göre sadece 1 kişi depremden dolayı hayatını kaybetti. O da arazide açılan fay hattına düşerek, onun dışındakilerin tamamı sağlıksız şekilde yapılan binaların depremde yıkılması sonucu." diye konuştu.

Şeker, her an deprem olacak gibi yapıların sağlamlığını sorgulamaları gerektiğini, bu yapıldığı takdirde kayıpların azalabileceğini söyledi.

"JAPONYA'DAKİ DEPREMDE SADECE TÜRKİYE 1 AY KALDI"

Japonya'nın İstanbul Başkonsolosu Hisao Nishimaki ise depremi İstanbul'da yaşadığını ifade ederek, gece hemen konsolosluğa haber vererek arama kurtarma ekiplerinin Türkiye'ye gelmesini sağladıklarını kaydetti.

Japonya'dan gelen altyapı uzmanlarının Türkiye'de çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Nishimaki, 2 bin 500 prefabriği Türkiye'ye hibe ettiklerini kaydetti.

Türkiye ve Japonya ilişkilerinin dostane şekilde sürdüğünü dile getiren Nishimaki, şöyle konuştu:

"Elimizden geleni yaptık. 1999-2001 yılları arasında yardımlarımız oldu. Japonya'da 2011 yılında deprem oldu. Dünyanın 21 ülkesinden arama kurtarma ekibi geldi, onlardan biri de Türkiye idi. Normalde arama kurtarma ekipleri işlerini 72 saatte bitirdi. Bu saatten sonra kurtarma mümkün değildir. Bu ekiplerden 20'si kendi ülkelerine döndü ama sadece Türkiye 1 ay kaldı. Neden Türkiye'ye dönmediklerini sorduk, onlar da dönemin Türkiye Başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine 'Japonların ihtiyacı olduğu kadar orada kalın, Türkiye'ye dönmeyin.' demiş. Bunun için size çok teşekkür ederim."

Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da gençleri deprem konusunda yetiştirmek ve binaları deprem gerçeğinden hareketle inşa etmeleri gerektiğini söyledi.

Programda Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, AK Parti Kocaeli Milletvekili Emine Zeybek ve Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış da depreme ilişkin konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından kursu başarıyla tamamlayan Gölcük Arama Kurtarma Derneği (GESOTİM) kursiyerleri yemin ederken, misafir ülke temsilcilerine plaket verildi.

Daha sonra Marmara Depremi'nde hayatını kaybedenler için Kur'an-ı Kerim okundu ve dua edildi.

SAKARYA'DA ANMA TÖRENİ

Sakarya'da, 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nde hayatını kaybedenler için anma etkinliği düzenlendi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesince Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen tören öncesi İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünce (AFAD),Çark Caddesi'nde deprem farkındalığı yürüyüşü gerçekleştirildi. Etkinliğe, CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, İl Sağlık Müdürlüğü, UMKE ve Sakarya Üniversitesi Gönüllü Doğal Afet Arama Kurtarma Birimindan (SAÜDAK) ve çok sayıda kişi katıldı.

Ellerinde "Deprem gerçek, hazır olmak gerek", "Gönüllü ol, insanlığa umut ol" ve "Afet çantan nerede" şeklinde dövizler taşıyan grup, çeşitli sloganlar atıp düdük çalarak tören alanına kadar yürüdü.

Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen anma etkinliği ise öğrencilerin Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

"ALINABİLECEK HER TEDBİRİ MUTLAKA DÜŞÜNMEMİZ LAZIM"

Törende konuşan Sakarya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, her şehrin bir hafızası olduğunu, acı ve tatlı anıların o hafızalarda muhafaza edildiğini söyledi.

Kentte yaşanan depremlerin her birinin şehrin hafızasında acı hatıra olarak kaldığını aktaran Nayir, "Alınması gereken dersler, yapılması gereken yerler yapılmış, tedbirler oluşturulmuşsa biz bunlardan ders almışız demektir. Yoksa aynı şeyleri tekrar tekrar yaşayacağız demektir. Bunlardan ders alarak, geleceğe daha iyi hazırlanıp insanımız için daha güzelini yapma gayreti içerisinde olmalıyız." şeklinde konuştu.

Nayir, son 20 yılda afetler nedeniyle dünya genelinde 1,5 milyon kişinin öldüğünü ifade ederek, "Sakaryamız'da 3 bin 891 kaybımız, 5 bin 180 yaralımız var. Hasarlı, yıkılan binalarımız var. Yaptığımız hiçbir şeyi yeterli görmememiz, iyinin daha iyisine talip olmamız lazım. Bu ülkenin insanı için alınabilecek her tedbiri mutlaka düşünmemiz lazım. Bu konunun farkındalığını mutlaka en üst düzeyde tutmamız lazım. 7 gün 24 saat hazır beklememiz gereken bir durum var." dedi.

Kentte 320 bin kişiye son 5 yıl içerisinde afet bilgilendirme eğitimi verdiklerine işaret eden, "Şu an ilimizin 16 ilçesinde 664 toplanma alanımız tespit edilmiş bulunmaktadır. Bir afet durumunda 169 bin 749 konteyner ve çadır kurulabilecek alanların tespiti yapılmıştır. Afet haritamız da tamamlanmış bulunmaktadır." diye konuştu.

"AFETLERİN EN AZ KAYIPLA ATLATILMASINI SAĞLAMAK İSTİYORUZ"

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce de deprem şehitlerini anmak, onlara dualar göndermek için bu programı icra ettiklerini söyledi.

O gece binlerce vatandaşın hayatını kaybettiğini, o acıyı hala derinden yaşadıklarını aktaran Yüce, kendi evinin de Erenler Belediye Başkanlığı yaptığı o dönemde yıkıldığını ama sağ kurtulduklarını anlattı.

Yüce, enkazdan Allah'a şükrederek çıktıklarını belirterek, "Mevlam bir daha o gecedeki feryatları bizlere göstermesin inşallah. Dünyanın dört bir yanından hızlı şekilde yardımlar geldi ve dünyanın çok ufak olduğunu biz o gece anladık. Allah bir daha bugünleri göstermesin. Bunun bir daha yaşanmaması için var gücümüzle çalışmalıyız, yaraları sararız ama hedefimiz yara sarmak değil, yaralanmamak olmalı. Deprem öldürmez, bina öldürür." diye konuştu.

Şimdiye kadar birçok tedbirin alındığını, alınmaya devam edildiğini aktaran Ekrem Yüce, şöyle devam etti:

"Sakarya'da yatay mimarinin daha da hakim olması için çok önemli çalışmalar başlattık. Bu anlamda şehrimizin ülkemize örnek bir şehir olması için hem belediyemiz hem şahsım bu konuda her türlü desteği verecektir. Yine Sakarya Afet Yönetim merkezi projemizi çok önemsiyoruz. Çalışmalara başladık. İnşallah en kısa sürede merkezimizi kuracağız. Burada çeşitli afet eğitim sahaları bulunacak. Amacımız, hemşehrilerimizin afetler konusunda bilinçlenmesini sağlayarak, afetlerin en az kayıpla atlatılmasını sağlamak."

Deprem videosu ve fotoğraflarından oluşan sinevizyon gösterisinin izlendiği etkinlikte, vatandaşlar deprem fotoğraflarından oluşan sergiyi gezdi.

Öte yandan, AFAD, Türk Kızılay, Sakarya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı, Sakarya Üniversitesi (SAÜ),Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) ve ilçe belediyeleri tarafından alanda konuşlandırılan stantlarda, vatandaşlara depremle ilgili çalışmalar anlatıldı.

İSTANBUL'DA ANMA ETKİNLİĞİ

Avcılar'da, 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nde hayatını kaybedenler için anma etkinliği düzenlendi.

Avcılar Beldediyesi ve Avcılar Kent Konseyi tarafından Marmara Depremi'nin 20. yıl dönümü dolayısıyla Marmara Caddesi'ndeki Deprem Anıtı önünde saat 03.02'de saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan törene, depremde hayatını kaybedenlerin yakınları ile vatandaşlar katıldı.

Burada konuşan Avcılar Belediye Başkan Vekili Tuncay Gündüz, 17 Ağustos'un, acılarının tazelendiği gün olduğunu söyledi.

Gündüz, bu tarihin üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen kendileri için hala kapanmayan bir yara olduğunu belirterek, "Komşumuzu, eşimizi, dostumuzu, ailemizi, 18 bin vatandaşımızı yitirdiğimiz kara bir gündür 17 Ağustos." dedi.

"Elimizden gelen, bu acıları tekrar yaşamamak için, halkımıza tekrar yaşatmamak için var gücümüzle çalışmaktır." diyen Gündüz, şöyle devam etti:

"Deprem ve doğal afet gerçekliğini görüp bunlarla yaşamayı öğrenmeliyiz fakat depremi ve acıları bir keder olarak görmemeliyiz. Hedefimiz afet riski azaltılmış daha güvenli ve yaşanılabilir bir Avcılar yaratmaktır. Özellikle vurgulamak isterim ki afet yönetimi tüm vatandaşlarımızın, sivil toplum kuruluşlarının eş güdümlü ve organize çalışmasıyla başarıya ulaşabilir."

Tören, toplu fotoğraf çektirilmesinin ardından sona erdi. 

AA-İHA-DHA

 

 

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX