0530 708 54 54
0530 708 54 54
22 Kasım 2019 Cuma 11:59:00 - Güncelleme:22 Kasım 2019 Cuma 15:28:00

İstanbul depreminin ana unsuru olacak faydan çok kritik sonuçlar çıktı

İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ziyadin Çakır, "Silivri açıklarından İstanbul Boğazı açıklarına gelen fay hattının kilitli olduğunu, bu hattaki enerji hareketliğinin büyük İstanbul depremini yaratacak olduğunu ortaya çıkarmış olduk" dedi. Depremin önceden farkedilebileceğini belirten Prof. Dr. Çakır, "Örneğin İzmit depremi öncesinde 45 dakika öncesinden başlayan bir sinyal var. Aynı sinyal bu gözlem istasyonları aracılığıyla yakalanabilir. Denizdeki deprem kayıt cihazları karadaki cihazlarla birleştirilip, aynı anda değerlendirilirse çok hassas bilgiler verebilir." açıklamasında bulundu.

Fransız ANR ve EMSO kuruluşlarının TÜBİTAK işbirliğiyle yürütülen, Marmara Earthquake Gap Assessment and Monitoring for İstanbul (MAREGAMİ) Projesi’nde, Marmara Denizi’nde deniz tabanı sismolojisi, haritacılığı, gözlem istasyonu dizaynı ve tsunamiler üzerine yapılan araştırmalar ilk sonuçlarını vermeye başladı.

DHA'nın aktardığına göre, Fransa Ulusal Araştırma Ajansı (ANR), Avrupa Çok Disiplinli Deniz Tabanı ve Su Kolonu Gözlemevi (EMSO) ve TÜBİTAK işbirliğiyle gerçekleştirilen projede görev alan İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ziyadin Çakır, 2,5 yıldır süren araştırmada ilk bilgileri açıkladı.

Prof. Dr. Ziyadin Çakır, proje hakkında da bilgi verdi:

"2016 yılında MAREGAMİ Projesi kabul edildi. Bu projede toplanan verilerin sürekliliğini sağlamamız gerekiyor. Bu verilerin analizi, modellenmesi ve deprem olarak bize neler söyleyebilir ve bunların daha iyi anlaşılması için yapılan bir proje. Dört farklı konumuz var. Bir tanesi deniz tabanı sismolojisi ve gözlemi. Biliyorsunuz sismoloji ağları karada oluyor. Ancak faylar 15-20 km uzakta deniz açıklarında bulunuyor.”

"Bunların konumlarını özelliklerini bulmak için daha yakın olmamız gerekiyor. Deniz tabanına deniz sismometresi denilen cihazlar yerleştiriliyor. Buradan elde edilen kayıtlar karada bulunan AFAD ve Kandilli’ye aktarıyoruz.”

“Bu çalışma öncesinde Marmara Denizi’nin Silivri açıklarından başlayıp, boğazın girişi açıklarına kadar gelen fayın kilitli olup olmadığı belirsizdi. Ancak deniz tabanına yerleştirdiğimiz cihazlar sayesinde fayın bu bölümünün kilitli olduğu ve üzerinde enerji biriktirdiği ortaya çıkarıldı. Dolayısıyla üzerinde enerji biriktiren ve en son 1766 tarihindeki depremle kırılan bu fay önümüzdeki yıllarda yeniden kırılarak büyük bir deprem üretecektir”

ADALAR FAYI TSUNAMİ OLUŞTURABİLİR

Adalar Fayı’nda oluşabilecek heyelanların tsunamiye yol açabileceğine dikkat çeken Çakır, “Tsunami meselesi var. Kuzey Anadolu Fayı doğası gereği tsunami yaratan bir fay değil. Ancak bazı bölümlerde fay özelliğini değiştiriyor. Düşey yönde harekete neden olacak deprem de oluşturabilir. Adalar fayında yamaçlar var. Orada birçok yerde yamaçlarda oluşan büyük heyelanlar ciddi tsunamiler yaratabilir. Bunlar tarihi kayıtlarda mevcut” şeklinde konuştu.

BÜYÜK İSTANBUL DEPREMİNİ TETİKLEYECEK FAY HATTINDA ENERJİ HAREKETLİLİĞİ VAR

Silivri açıklarından başlayarak İstanbul Boğazı açıklarına ulaşan fay hattının kilitli olduğunu ve burada oluşan enerjinin büyük İstanbul depremini tetikleyeceğini belirten Çakır sözlerine şöyle devam etti:

“Deniz tabanı haritacılığı var. Alman ve Fransızlarla birlikte deniz tabanına iki buçuk yıl önce yerleştirilen cihazlarla akustik haberleşme yöntemiyle birbiriyle haberleşerek mesafeyi ölçüyordu. Bu cihazlar fayın hareketli mi olduğunu ya da kilitli mi olduğunu bize söyleyebildi.”

“Yapılan çalışmalarda Kumburgaz açıklarında ki fayın tamamen kilitli olduğu ortaya çıktı. Bu çalışmayla Silivri açıklarından İstanbul Boğazı açıklarına gelen fay hattının kilitli olduğunu, bu hattaki enerji hareketliğinin büyük İstanbul depremini yaratacak olduğunu ortaya çıkarmış olduk. Bu sonuca deniz tabanında cihazlarla yaptığımız gözlemlerle ve toplanılan verilerle ortaya çıktı.”

DENİZ TABANI GÖZLEM İSTASYONU İÇİN 1.5 MİLYON EURO’YA İHTİYACIMIZ VAR

Bu proje kapsamında deprem tabanında 5 deprem kayıt cihazı kurmak istediklerini aktaran Prof. Dr. Çakır, “Depremlerin bir hazırlık safhası var aslında. Örneğin İzmit depremi öncesinde 45 dakika öncesinden başlayan bir sinyal var. Aynı sinyal bu gözlem istasyonları aracılığıyla yakalanabilir. Denizdeki deprem kayıt cihazları karadaki cihazlarla birleştirilip, aynı anda değerlendirilirse çok hassas bilgiler verebilir.” diye konuştu.

Deniz Tabanı Gözlem İstasyonu kurmayı hedeflediklerini de aktaran Prof. Dr. Ziyadin Çakır, “Fransız meslektaşlarımızla birlikte deniz tabanı gözlem istasyonunun tasarlanması yönünde bir hedefimiz var. Şimdiki gözlemlerin çoğu periyodik yapılıyordu. Cihazı koyup bir yıl sonra çıkartıyorduk. Oysa cihazlar hep aynı yerde olsa çok daha faydalı bilgiler toplayabileceğiz. Bu istasyonun maliyeti Fransız meslektaşlarımıza göre 2 milyon Euro civarında. Ancak Türkiye’de gemi inşaat sektörü çok gelişti. Yerli ve milli sermayede rekabetimiz çok yüksek. Bu sebeple istasyonun 1,5 milyon Euro gibi bir rakama mal edebileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.

"30 YIL İÇİNDE 7 VEYA DAHA BÜYÜK DEPREM OLMA İHTİMALİ YÜZDE 65"

Geçen ay Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, İstanbul Deprem Çalıştayı düzenledi. Katılımcıların olası İstanbul depremi ve sonrasında yaşanabileceklere dikkat çektiği çalıştaya katılan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Eyidoğun, “30 yıl içinde Marmara Denizi’nin kuzeyinde 7 ve daha büyüklüğünde bir depremin olma olasılığı yüzde 65’e ulaşmış durumda” dedi.

"MARMARA’YI BİR PENÇE GİBİ SARIYOR"

“Marmara Bölgesi’nde her zaman deprem olasılığı var” diyen Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, şöyle konuştu:

“Biz tabii büyük depremleri konuşmalıyız. Çünkü küçük depremler devamlı oluyor. Depremlerin olduğu yerlere, faylara baktığımız zaman, özellikle Marmara’nın son 2 bin yıllık tarihine baktığımız zaman, son 20 yılda yapılan  araştırmaları da göz önünde bulundurduğumuz zaman, ‘Kuzey Anadolu Fayı’ Marmara Bölgesi’ni bir pençe gibi sarıyor. Bu pençenin en aktif ve tehlikeli kolu ‘Ana Marmara Fayı’ olarak karşımıza çıkıyor. Kocaeli körfezinden, Ege Denizi’ne kadar uzanıyor. Bunun üzerine büyük deprem olma olasılığı çok yüksek” ifadelerini kullandı.

ÖNÜMÜZDEKİ 30 YILA DİKKAT

Yapılan çalışmaların büyük bir depremi işaret ettiğine değinen Eyidoğan, önümüzdeki 30 yıla dikkat çekerek şunları söyledi:

“Bugüne kadar yapılan çalışmalara baktığımız zaman önümüzdeki 30 yıl içinde Marmara Denizi’nin kuzeyinde 7 ve daha büyüklüğünde bir depremin olma olasılığı yüzde 65’e ulaşmış durumda. Bu durum giderek de artıyor. 26 Eylül 2019’da meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki deprem ana Marmara fayının üzerindeydi. Bu da gösteriyor ki bazı yerleri az, bazı yerleri çok hareket etmesine rağmen bu fay önümüzdeki yıllarda İstanbul’u ve tüm Marmara Bölgesi’ni ciddi derecede etkileyecek büyük bir deprem yaratma potansiyeline sahip. Buna en kısa zamanda hazırlanmamız gerekiyor. Deprem risklerini azaltmamız gerekiyor. Güvenli bir yerleşim oluşturmamız gerekiyor. Burada hem merkezi hem de yerel yönetimlere önemli görevler düşüyor.”

"KÜÇÜK DEPREMLER, BÜYÜK DEPREMLERİN ENERJİSİNİ AZALTMIYOR"

Yaşanan küçük depremlerin, büyük depremleri etkilemediğini onların yerini işaret ettiğini belirten Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, “Küçük depremler, büyük depremlerin enerjisini azaltmıyor. Küçük depremler bize büyük depremlerin olacağı fayların yerlerini gösterme açısından çok yararlı. Küçük depremleri izleyerek, büyük depremin olasılığı konusunda, fayların yerlerinin doğru belirlenmesi konusunda çalışmalar elde ediliyor. Küçük depremler daha büyük depremlerin nerelerde olabileceğini işaret ediyorlar. Bizim çözemediğimiz sorun depremin ne zaman ve ne büyüklükte olacağını bilememek. 6 büyüklüğündeki bir depremin ne zaman olacağını bilemiyoruz. Bir gün ana Marmara fayının İstanbul başta olmak üzere tüm Marmara Bölgesi’ndeki yerleşimleri önemli derecede etkileyecek bir deprem yaratacağı konusunda çok belirgin kanıtlar var” diye konuştu.

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX