0530 708 54 54
0530 708 54 54
06 Ekim 2021 Çarşamba 10:24:00 - Güncelleme:06 Ekim 2021 Çarşamba 10:24:00

F-35 ve S-400'lerde son durum ne? SSB Başkanı İsmail Demir açıkladı.

24 TV canlı yayınında gündeme dair tüm gelişmeleri değerlendiren Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, 'Türkiye haklarını arama konusunda harekete geçmesi gerekiyor. Bunun için de bir lobi şirketiyle anlaşıldı ama mesele F-35'ten çıkıp S-400'e bağlanmış bir ambargoya dönüştü. Bunun lobicilik kısmı var siyaset kısmı var. Orada F-35'e geri dönmek kavramı asıl haklarımızın bir kısmı F-35'lere ortak olma bedeli olarak verildi.' dedi.

Belkıs Kılıçkaya, 24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek ve Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu soruyor, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir cevapladı.

S-400 VE F-35'LERDE SON DURUM

Türkiye haklarını arama konusunda harekete geçmesi gerekiyor. Bunun için de bir lobi şirketiyle anlaşıldı ama mesele F-35'ten çıkıp S-400'e bağlanmış bir ambargoya dönüştü. Bunun lobicilik kısmı var siyaset kısmı var. Orada F-35'e geri dönmek kavramı asıl haklarımızın bir kısmı F-35'lere ortak olma bedeli olarak verildi. O açıdan Türkiye ortaklığa dönelim diye ağlayan bir ülke durumunda değil. Çıkmasaydık iyi olurdu farklı bir denklemdir ama bu Türkiye'nin aldığı bir karar değil karşı tarafın aldığı bir karardı.

Türkiye programın en iyi ortaklarından bir tanesiydi. Bu kendi tercihleriydi ki F-35 ile S-400'leri ilişkilendirmenin de bir anlamı yoktu.

Murat Çiçek: F-35 projesinden çıkma kararını onlar aldılar dediniz biz projeden tamamen çevre dışı mıyız?

Onunla ilgili belli bir takvim konuldu ve safha safha işlendi. Şu an itibariyle de o durduruldu.

Programdan çıkartmak gibi bir kararın tek başına ABD tarafından alınamayacağını ve hukuki olmadığını söyledik. Şu anda yapılan şey o anlaşma bir mutabakat zaptı idi. Orada iş planı yapılmıştı ve herkese düşen iş payları vardı. Oradan tek taraflı çıkarmanın mümkün olmadığı anlaşılınca ABD dedi ki ben bu anlaşmadan çekiliyorum ve diğerlerine de çekilme baskısı yaptı.

F-35'TE TÜRKİYE DEVRE DIŞI MI?

Murat Çiçek: F-35'e mahkum muyuz?

Bu ülke kendi kaynaklarıyla Allah'ın izniyle birçok şeyi başarabilir. Bu kararlılığın, özgüvenin olması gerekiyor. Bunun arkasında siyasi irade, milletimizin iradesi olursa biraz zaman alabilir biraz zaman ve para harcayabiliriz ama Türkiye'nin herhangi bir şeye mecbur tutulmasını kabul edilebilir olmadığını düşünüyorum.

"TEKNOFEST DEDİĞİNİZ OLAYIN GEÇMİŞİNE BAKIN"

TEKNOFEST dediğiniz olayın geçmişine bakın 3-4 yılda oluşturduğu heyecana bakın, geldiği noktaya bakın. Deney yapan atölyelerimiz var meslek liselerimizin yeni bir ivme kazandığını görüyorsunuz. Bu bir enerji kaynamasının geldiğini gördüğüm için söylüyorum. Yapılanlar için de bir işaret fişeği diyorum. Yapabileceklerimizin çok daha fazla olduğunu söylemek istiyorum.

BU İŞLERİN NE KADAR BİR GEÇMİŞİ VAR?

Mustafa Kartoğlu: Hangi alanda neredeydik hangi süreçlerden bahsediyoruz? Bu işlerin ne kadar bir geçmişi var?

İki kulvar düşünün. Motor derdimiz vardı 5-6 motor çalışmalarımız sürüyor burada peşinden koşuyoruz. Tank yaptık peşinden koşuyoruz. Bir de insansız sistemlerde peşinden koşmayıp önden gidiyoruz. Bugün lazerden yapay zekadan bahsediyoruz. Elektro manyetik silahlardan bahsediyoruz. Bir taraftan da uçak motoru yapmaya çalışıyoruz. Gelecek aslında ikinci kulvarda daha çok önümüze çıkacak. İkincisinde önde gidebilirsek ilkindekilerin çoğuna ihtiyaç bile duymayabiliriz.

İHA tek başına bir şey değil. İHA üzerinde görecek gözünüz atacak silahınız lazım. Biz İHA zincirinde küçükten büyüğe bir dizi zincir var. İnsansız kara araçlarımız deneme safhasında. Deniz altı için benzer sistemler var. Bunların birbirine entegre edilmesi var.

Radar ve elektronik harp sistemleri var. Burada nihai amaç görünmeden görmek vurulmadan vurmak. Bu alanda bu noktada olmanız gerekiyor.

Bizim 3 yıl önce hiçbir hava savunma sistemimiz yoktu. Hisar, Sungur inşallah bir sistemimiz daha gelecek. 4 sistem var elimizde.

Bugünkü harekat ortamında özellikle insansız sistemlerin yaygın olduğu ortamda alt katmanlar daha önem kazandı. Balistik füzeyle ilgili bir şeyler geliştirmek istiyorsanız bu ileri teknoloji gerektiriyor ama alt katmanlarda daha çok tehdit var. Tehditleri de çok iyi değerlendirmek onlara karşı tedbir almak gerekiyor. GPS konusunda bunu çözmeniz lazım mesela dışarı bağımlıysanız.

YAVAŞLAMADAN DAHA HIZLI GİTMEMİZ GEREKİYOR

Şimdi zaten bağımlılığı kırıyoruz ama uluslararası alanda da dikkat çeken işler oluyor. İHA konusu diğer ülkelerin de gündeminde. Etkinlik açısından özellikle şu anda dünyasının ilgisini çekmeye başladı. Etkinlik konusunu bu kadar sahada görmeselerdi belki bu kadar dikkat çekmeyebilirdi. Sadece İHA'nın kendisi değil kullanım şekli de önemli. Bu başarılar harplerde oyun değiştirici unsur olarak ortaya çıktı. Bizim TB2'miz var ama orada durulmuyor. TB3 diyorsunuz AKINCI diyorsunuz. Biz asla yavaşlamadan hatta daha hızlı gitmemiz gerekiyor.

"BAĞIMSIZLIĞI SAĞLAMAMIZ GEREKİYOR"

Geleceğin teknolojileri o heves o heyecan her zaman gündemimizde olması gerekiyor. SİHA bunun örneği oldu. Sadece SİHA'lar değil SİDA diyelim hepsinin değişik kullanım alanlarıyla sahada olması gerekiyor. Onların alt yapıları da çip dahil bağımsızlığı sağlamamız gerekiyor.

"HANGİ ÖZELLİK BİZİ OYUN DEĞİŞTİRİCİ HALE GETİRİYOR?"

Murat Çiçek: Dünya medyasına baktığımızda dışarıdaki yayınlara baktığımızda bizi ayrı bir yere koyuyorlar. Hangi özellik bizi oyun değiştirici hale getiriyor?

Belki bir parça beklenmediklik var. Batılılarla müzakere ettiğinizde o hafiften küçümseyen tavırları hissedersiniz. Bayağı gözü kara ve çeşitli kullanıma gittik biz. O kullanım şekliyle başarılar onları şaşırttı.

Şimdi İHA'dan herkes bahsediyor ama bunu çok etkin kullanan ülkelerde bile böyle bir performans görmediler. Alana girdiğinizde oyun değişti mi değişti, bunu görüyor. Onlar da kullanıyor ama onlar bu kadar etkin kullanamıyor. Burada yetişen elemanların meselesi de var ama bu işi yapan arkadaşların çalışma azmi kararlılığı hevesi de başka bir şey.

"BURADA OLMAZSA OLMAZ MİLLİ HEYECANI VEREBİLMEK"

Bu işi ben yapacağım deyip sarılan git deseniz de gitmeyen bir dinamik kitle geliyor var. Bu çalışma kararlılığı uzun zamandır, biz toplumumuzun dinamizmini başarabilme gücünü ıskalamış gibiyiz. Burada olmazsa olmaz şart o milli duyguyu heyecanı verebilmek. Savunma Sanayi olunca artık bir milli dava olarak bakılıyor. Burada da belki ülkemiz açısından da savunma sanayinde çalışan insanların çalışma ortamında bir projede çalışırken birlik beraberliklerini çok net görebiliyorsunuz. Bir proje peşinde koşarken bir roket atıldığında hedefe ulaştığında onların birbirine sarılışlarını ağlayışlarını gördüğünüzde, ortamlar bir idealistin olması gerektiği formatı görüyorsunuz. TEKNOFEST örneğini vermemin sebebi de bu.

"BİZİM İÇİN EN BÜYÜK VEBALDİR"

Siber Teknik Lisesi kurduk. Gençlerin bu konuya ilgisi 14-15 yaşlarında başlıyor. Meslek Yüksek Okulları ile girişimlere başladık. Staj vs programları desteklemeye başladık. Gençler gelsinler proje başvurusu staj başvurusu yapsınlar diyoruz. Üniversitelerden gönüllü gruplar oluşturup bunu altadoğru sirayet etmesini istiyoruz. Bu bizim savunma sanayi için söylemiyorum Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da çok aktif ve çok da iyi diyaloğumuz var. Benim şahsen en büyük endişem o pırıl pırıl gözlerdeki ışığın sönmesi bizim için büyük bir vebaldir. Bunu söndürmemek için elimizden geleni yapmak zorundayız. Bunun en önemli bacağı da T3 Vakfı bunun örneğidir, bunu sivil topluma mal ettiğiniz zaman sizin sadece biraz ittirmeniz gerekiyor. Bunu gönüllülerini de bulmak çok zor değil.

"EN BÜYÜK KONU BURADA HEVESİ KIRMAMAK"

Başlangıçlar çok iyi teknolojik derinlik aştıkça bir öğrencimizin hevesi bir yere kadar ama bilgi akademik zenginlik oraya girdikçe bir aşama öteye geçebilirler. Onu bir aşamada bilgi derinliğiyle buluşturmak gerekiyor ki o ivme devam etsin. En büyük konu burada hevesi kırmamak. Artık bize teknoloji transfer eder misiniz talepleri çok olmaya başladı.

TEKNOLOJİ KULLANIMI ÖNEMLİ

Onun etkisi görülüyor. İçişleri Bakanımızın Türkiye'de kaç terörist olduğuna ilişkin yapılan açıklamalar operasyonlar ortada. Türkiye'nin çok önemli bir konusudur sınır güvenliği konusu. Sınırınızın belli mesafesindeki tehditleri de bertaraf edecek yapıya sahip olmanız gerekiyor. Çok uzun kara sınırı olan bir ülkeyiz. Problemli alanlara her zaman yakın olduk. Teknoloji kullanımı önemli. Terörle mücadele noktasında artık 'Ara bul yok et' stratejisine gidiyor Türkiye. Burada özellikle pişman olup teslim olanların sayısı, ikna yoluyla dönenler memnun eden gelişmeler.

Terör örgütü adı üstünde ne insaf ne merhamet bekleyeceksiniz. En büyük kötülük de maalesef bölge insanına yapılıyor. Bu başarı artık rakamlarla kendisini gösteriyor. Tehdidi her zaman gözetlemek lazım tedbirli olmak lazım hiçbir zaman boş vermemek lazım. Gittikçe artan tehditlerin karşınıza çıkabileceğini düşünmeniz gerekiyor. Terörün başını ezdik rahatız denmemeli.

Belkıs Kılıçkaya: Örgüt içerisinde çok fazla sayıda ülkenin desteğini görebiliyoruz. Biz ne yaptık da elimiz kolaylaştı?

En basit tüfekten başlayalım. Türkiye'nin tüfeği yoktu, milli bir tüfeği yoktu. MPT'nin teslimatlarını 2015'te yaptık. Milli olarak söylüyorum daha sonra bir dizi tüfekler geldi devam ediyor. SİHA'larımız çok etkin bir şekilde kullanılmaya başlandı. Onun yanında askerimizin kullandığı dürbünler, nişangahlar, çeşitli menzildeki silahlar, ATAK helikopterlerimizin sahada bulunması, askerimizin donanımıyla ilgili modern unsurlarla donatılması kararlılık irade tabi bunlar çok önemli. Bir de kararlı bir şekilde mücadelenin olması, FETÖ'nün çözülmesi bunlar önemli gelişmeler

Murat Çiçek: Bütün bunların yapılabilmesinde bürokratik oligarşi yıkıldı, Sayın Cumhurbaşkanı ifade ediyor siyasi iradenin bu anlamda sizin elinizi kolaylaştıran hangi hamleler oldu?

Geçmişte akamete uğratılan irade eksikliğiydi. Cumhurbaşkanımızın iradesi de her türlü takdirin üzerindedir. Özellikle vurguluyorum, savunma sanayi milli bir konu. Eksik yaptığımız bir işler olursa her türlü eleştiriye açığız ama savunma sanayini çeşitli bel altı vuruşlarla yıpratmaya malzeme yapmaya yönelik hareketler gerçekten ülkeye zarar veriyor. Türkiye'de her Türk vatandaşın Sayın Cumhurbaşkanımızın bu iradeye kattığı değeri görmesi gerekiyor.

"KİM NE YAPIYOR BİLMEK ZORUNDAYIZ"

Bizim ne yaptığımızı herkes bilmek zorunda değil ama biz Türkiye'de kim ne yapıyor bilmek zorundayız. Yetenekleri bir yerde toparlıyoruz. Bir işe girişeceğimiz zaman kim nerede ne yapıyor destek gerekiyorsa teşvikleri masaya koyup o yeteneği orada oluşturmak istiyoruz. Bunu hayata geçirirken kalite yükseltmek de önemli. Savunma Akademi diye bir yapılanma yaptık. Burada amaç bilgi ve teknoloji o kadar hızlı gelişiyor ki eksik bırakmamak.

Şirkette doktora diye bir kavram başladı. Üniversitede doktora yapan bir arkadaş üniversitede olmaktansa ASELSAN'da doktorasını yapıyor. Bu iç içeliği artırmak gerekiyor hocalarımız da sanayiinin ne olduğunun farkına varıyorlar. Ürünler savunma sanayinin görünen kısmı.

SAVUNMA SANAYİİ'NDE KAÇ ŞİRKET VAR?

Mustafa Kartoğlu: Savunma Sanayii'nde kaç şirket var?

60 şirketten 1700 savunma şirketine geldi 14 yılda.

Mustafa Kartoğlu: İki tane lise var Ankara ve İstanbul'da. Lise ayağında bir eğitim süreci başladı, bu yayılacak mı nereye doğru yayılacak? Üniversitelerde biz ne kadar adam yetiştiriyoruz?

Savunma Sanayii dediğinizde başlığın altına bazı teknolojiler ve alanlar da yerleştiriyorsunuz aslında. Bugün bir şirketimiz falanca meslek lisesini sahipleniyor. Orada mekanik tasarım robotik elektronik devre gibi onlara gerekirse laboratuvarları donatıyor bunu OSB'lerde de başlayacak. Liselerin sahiplenilmesi bazı temel teknolojilerin orada verilmesi de önemli.

ASELSAN'ın TUSAŞ'ın sahiplendiği okullar var. Orada bir diğer kalem de öğretmenlerin eğitimi. Onların da orada eğitim görme imkanı oluyor.

GENÇLERİ BU ALANA YÖNLENDİRİYOR MUSUNUZ?

Murat Çiçek: Gençleri bu alana yönlendiriyor musunuz?

Benimle birlikte mezun olanlar arkadaşlardan çok azı uçak mühendisliği yaptılar. Şimdi uçak mühendisi bulamıyoruz. Yeter ki mezun olup gelsinler. İyi yetişmeleri iyi çalışmaları gerekiyor. Şirketimizin belli kabul kriterleri var onları da aşmaları gerekiyor.

İHRACATI NEREDEN NEREYE GELDİ TÜRKİYE'NİN?

Mustafa Kartoğlu: İhracatı nereden nereye geldi Türkiye'nin?

Türkiye bir teknoloji ülkesi artık. İDEF'te görüşmelerimiz oldu ve bunu çok net

ifade edenler oldu. Türkiye teknolojik derinliği ülke olarak görülüyor. Bizim alanda öyle bir talep geldiğinde ben kafadan yaparız diyorum. Savunma alanı biraz kritik bir alan. Savunma bazına gittiğinizde daha önce piyasayı kapmamış algıları oluşturmuş şirketler var onları kırmanız gerekiyor. Stratejik, politik baskılar var.

İhracatı artırmak teknoloji bazlı kaliteli ürün bazlı bir şirket belli bir kaliteyi yakaladıysa onu sivil alana da yapabilecektir. Her ürünün sivil alana dokunan kısmını mutlaka gündeme almamız gerekiyor diye düşünüyorum. Askeri havacılıkta yaptığımız her şeyi sivilde de yapabiliriz. Orada hatta çok daha büyük pazar var.

İLERİ VADEDE TÜRKİYE İÇİN MİLLİ BİR MESELEDİR

Ulak'ta şu anda 1500'ü geçtik. Bunun yazılımı önemli. Yine Türkiye'de savunma çok kapsamlı düşünülmeli. İletişim altyapımızın Ulak gibi bir sistemle kurulması ileri vadede Türkiye için bir varlık ve mili meseledir diye düşünüyorum. Biz burada çok kaliteli ürünü teknolojik seviye yakalamış ürün çıkartmaya adadık kendimizi. Maliyetlerine de katlanmaya hazırız. Yazılımlar yaptık ve 5G yolculuğunda önemli bir mesafe kat ettik ve ediyoruz. Çalışan her şirketimiz de ULAK şirketimizin altında ortak olmaya davet ediyoruz. Bunu Savunma Sanayii olarak kurduk yavaş yavaş çekiliyoruz. Savunma diye başladığımız bir olay biz genele sivile de yaydık bunun özünde ne var bizim harekat ortamında kendi iletişimimizi networkumuzu kurabilmek gibi bir kaygıyla başladı bu.

BİR DE SİBER GÜVENLİK MESELESİ VAR...

Bir de siber güvenlik meselesi var. Siber güvenlik kümelenmesi kurduk. Siber alanı Türkiye'nin oldukça dışa bağımlı olduğu bir alan. Yerli ürün yapmaya çalışan çok sayıda şirketimiz var neticeye baktığımızda büyük ölçüde yabancı bağımlılığı var. Dedik bir kümelenme yapalım buradan artık Türkiye'de kullanılan ürünler olsun yabancı hakimiyetini kıralım dedik. O da bayağı ilgi gördü.

80'E YAKIN SİHA KOYABİLİRSİNİZ

Anadolu gemisine SİHA koyacağız dediğimizde bu dünya basınında gündem oldu. Bu da oyun değiştirici bir konsept. Bir uçak gemisinden uçak kaldırdığınızda o uçak kaç saat havada kalabilir? Anadolu tipi bir gemiye 80'e yakın SİHA koyabilirsiniz.

Etiketler : Prof. Dr. İsmail Demir 24 tv murat çiçek Mustafa Kartoğlu
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX