0530 708 54 54
0530 708 54 54
10 Mart 2021 Çarşamba 00:19:00 - Güncelleme:10 Mart 2021 Çarşamba 00:19:00

AK Parti Sözcüsü Çelik: Daha çok vatandaşımızı aşılayacağız

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Aşılamalar, büyük kapasiteyle, sağlık organizasyonumuzun büyük yeteneğiyle yerine getiriliyor. Daha çok vatandaşımızı aşılayacağız" dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.

AK Parti Sözcüsü Çelik'in açıklamalarının satır başları şöyle;

Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasete girişinin engellenmesinden sonra milletvekili seçildiği günün yıl dönümü.Türk siyasi tarihi ve AK Parti'nin tarihi açısından önemli bir gün.

O dönemde suni gündemlerle Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olmasının önüne engeller çıkarıldı. Milletin iradesinin önüne suni hukuk engelleri çıkarılmıştı. O günün 9 Mart gününde ise yeniden millet iradesinin tecellisi doğrultusunda milletvekili seçildi.

O günden itibaren AK Parti'de reform, Türkiye'ye hizmet etme ve bölge barışına hizmet etme yürüyüşü kesintisiz bir şekilde sürdü. Günün şöyle de bir önemi var; milli irade, millet iradesi belli bir şeyi talep ettiği zaman önüne çıkarılan hukuki engellerin hiçbir şekilde engel olarak kalmaması gerektiği yönünde bir iradenin ortaya çıkması bakımından da önemlidir. O dönemde özellikle Sayın Baykal'ın gösterdiği demokratik olgunluğu burada anıyoruz, not ediyoruz ve tekrar teşekkür ediyoruz. O günlerde Sayın Baykal, millet iradesinin önüne çıkarılan hukuki engellerin aşılması bakımından büyük bir demokratik olgunluk göstermişti.

"Reform dönemi kesintisiz bir şekilde sürmüştür"

Keşke bu çizgi daha sonraki Cumhuriyet Halk Partisi yönetimleri tarafından da devam ettirilseydi. Çoğu kezse karşımıza millet iradesiyle tecelli etmiş birtakım yasal düzenlemelerin, diğer hususların maalesef engellenmesi şeklinde tavırlar ortaya çıktı. Hatta başka zamanlarda çeşitli vesayet girişimlerine destek verilmesi de çıktı. Kuşkusuz her davranışlarını her siyasetlerini tasvip ediyor değiliz ama Sayın Baykal'ın o günlerde gösterdiği demokratik olgunluk Türkiye'deki demokratik süreçlerin önünü açması bakımından önemliydi. Cumhurbaşkanımızın önüne çıkarılan engeller aşılıp da milletvekili seçildikten sonra net bir biçimde Türkiye'nin bu başarılı dönemi Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Başbakan olarak, Cumhurbaşkanı olarak gerçekleştirdiği reform dönemi kesintisiz bir şekilde sürmüştür, sürmeye devam etmektedir.

Terörle mücadele devam ediyor. Helikopter kazasındaki şehitler başta olmak üzere tüm şehitlere rahmet diliyorum.

Sanatçı Rasim Öztekin hayatını kaybetti. Öztekin'e Allah'tan rahmet diliyorum. Evlerimizin bir aile ferdi gibi misafiri olmuştu yıllarca, şimdi de artık kalplerimizde müstesna bir yere sahip olarak yaşamaya devam edecek. Yarın Rasim Öztekin rahmetlinin cenaze törenine Kültür Bakanımız, ben, Numan Bey ve Mahir Bey hep beraber katılacağız. Yarın onu son yolculuğuna uğurlamada, Türkiye'nin büyük sanatçısını, büyük ustasını son yolculuğuna uğurlamada hepimiz hazır olacağız.

"DAHA ÇOK AİLENİN EVLADINA KAVUŞMASINI DİLİYORUZ"

Diyarbakır annelerinin evlat nöbetini yakından takip ediyoruz. Nöbet 554'üncü gününe girdi. 24 aile evladına kavuştu, daha çok ailenin evladına kavuşmasını diliyoruz.

Şırnak'ta da yakınları PKK tarafından kaçırılan aileler 25 haftadır HDP İl Binası önünde evlat nöbetini sürdürüyor. Bütün ailelerimize, bütün annelerimize, babalara hürmetlerimizi iletiyoruz. Şunu bilsinler ki Diyarbakır anneleri olarak andığımız annelerimiz her zaman için toplantılarımızda gündem maddesidirler, her zaman için ne durumda olduklarını değerlendiriyoruz, her zaman için dualarımızı, selamlarımızı kendilerine gönderiyoruz.

Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti bir turnusol kağıdı. Türkiye'de Kürt çocukların geleceğinin nasıl olması gerektiğine dair kimin nasıl yaklaştığı açısından bir turnusol kağıdıdır. Bu, çocukların geleceğini terörde görenlerle 'hayır bu çocuklar okullarda okusunlar, bu çocuklar Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit yurttaşları olarak meslek sahibi olsunlar, iyi bir hayata sahip olsunlar' diyenler arasındaki ayrım burada gözüküyor. Diyarbakır annelerine destek vermemek, Diyarbakır annelerine karşı tavır almak esasında Türkiye Cumhuriyeti'nin tamamına olduğu gibi Kürt çocuklarının geleceğini dağda, terör örgütünde görmek şeklindeki o vahşi yaklaşımın tezahürüdür.

Diyarbakır anneleriyle beraber olmak, onlarla dayanışmaksa bu annelerin evlatları başta olmak üzere bütün bölgedeki çocukların iyi bir hayata sahip olması, onurlu birer eşit birer yurttaş olarak hayatlarına devam etme arzusunu temsil etmektedir. Dolayısıyla Diyarbakır annelerine verilen destek ya da verilmeyen destek aslında arka planında sadece bir vicdan nöbetine dönük bir tutumu değil arka planda bu çocukların, bu evlatlarımızın geleceğine dönük kimin ne düşündüğünü nasıl bir insani yaklaşım ya da insani olmaktan uzak bir yaklaşım sergilediğini gösteren de bir tavırdır.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne girerken Samsun, Denizli ve başka illerde ağır birtakım şiddet olaylarıyla sarsıldık. Bu şiddet olaylarıyla mücadele yasal bir mücadele olması gerektiği gibi aynı zamanda üzerimize siyasi olarak düşen vazifelerin yanında ahlaki, kültürel duyarlılıkları daha yüksek orana, daha yüksek bir seviyeye taşımamızı gerektiren de bir mücadeledir.

Biz "Kadın hakları" ve "Kadına olan şiddete karşıyız" diyoruz. "Kadın-erkek diye niye bölüyorsunuz, bu şekilde yaptığınız zaman kadınlarla erkekler arasında bir ayrımcılık ortaya koymuyor musunuz" şeklinde ifadelerle karşılaşıyoruz. Bir hakkın altının çizilmesi, mağdur edilmiş bir kesimin sistematik olarak yüzyıllar boyunca negatif ayrımcılığa uğramış kadınların haklarının altının çizilmesi herhangi bir şekilde insan haklarıyla niye çatıştırılsın. Tam tersine, bunun altını daha çok çizmek gerekiyor ki yüzyıllar içerisinde oluşmuş birtakım önyargıların, ataerkil kültürden kaynaklanan birtakım yanlış yaklaşımların, kadınları ezen birtakım uygulamaların ortadan kalkması açısından daha yüksek bir duyarlık oluşturalım.

Kadına yönelik şiddete karşı çıkmak insanlığa olan şiddete karşı çıkmaktır. Emine Erdoğan Hanımefendi bunu çok güzel formüle etti; Kadınlar her incindiğinde insanlık inciniyor. Yani kadınların incinmesine karşı çıktığımızda sadece kadınları korumuş olmuyoruz, bütün insanlığı korumuş oluyoruz. Kadınların incinmesiyle mücadele ettiğimizde bütün insanlığın onurunu, haysiyetini korumak açısından bir mücadele vermiş oluyoruz.

Bu pozitif ayrımcılık ve negatif ayrımcılık meselesinin çok ötesinde bir meseledir. Tabii ki pozitif ayrımcılık yapılacak, yıllardır negatif ayrımcılığa uğramışlar, bunun giderilmesi için tabii ki bu tedbirlerin alınması gerekiyor. Ama her halükarda bu bir kültürel duyarlılığı ve hassasiyeti aileden başlayarak, erkek çocukların yetiştirilmesinden bütün toplumun yetiştirilmesine kadar, kullandığımız dile kadar bir sürü hassasiyeti gerektiren bir meseledir.

Kadınlar her incindiğinde insanlığın incindiğinin hiçbir şekilde unutulmaması gerekiyor. Kadınların mücadelesine verilen destek gelecek nesillerin hayatının daha iyi olmasına verilen bir destektir.

Kadınlar insandır, biz de insanoğluyuz bu hassasiyeti sürdüreceğiz. Öbür türlü gelen eleştirilerin hiçbirini, bu zaman içinde bazı eleştiriler çeşitli yerlerde gündem olduğunda gazeteci arkadaşlar sordu bu vesileyle cevaplıyorum, hiçbirini doğru bulmuyoruz. Cumhurbaşkanımız kadın kolları kongremizde açıkladı, bununla ilgili yeni bir komisyon da kuruyoruz, yüce Mecliste bu girişimi yaptı arkadaşlarımız, bu komisyonda kurulacak. Dolayısıyla bu konuda ne yapsak azdır, bu mücadeleyi sürdürmeye kararlı şekilde devam edeceğiz.

Etiketler : kadın kadına yönelik şiddet ak parti ömer çelik
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX