Çipras’ın Türkiye karşıtı söylemlerinin sebebi belli oldu

Akdeniz Güvenliği Merkezi-CEMES Başkanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginliği, Avrupa Birliği (AB) ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın Türkiye aleyhindeki açıklamaları üzerinden değerlendirdi.

Aksam.com.tr’den Ezgi Aşık’a konuşan Nurşin Ateşoğlu Güney, Çipras’ın Türkiye aleyhindeki açıklamalarının Yunanistan’daki seçimlerle alakalı olduğunu belirterek, “Çipras tarafından bu hafta gelen açıklamaların bir nedeni de Yunanistan’da temmuz ayında gerçekleşecek olan seçimlerle ilgilidir.” dedi.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) bölgedeki doğal kaynaklar konusunda tek taraflı hareket ettiğini belirten Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, “Adanın etrafında ve denizin altındaki hidrokarbon ve diğer doğal kaynaklar üzerinde iki tarafın da uluslararası hukuk açısından eşit hakları var. Rum yönetimi KKTC’nin haklarını ihlal ederek bölgeyi tek taraflı ekonomik bölge ilan etti.” diye konuştu.

Söz konusu münhasır ekonomik bölgeye yabancı şirketlerin getirildiğini ve burada birtakım anlaşmalar yapıldığını anlatan Ateşoğlu, “Türkiye ve KKTC’in itirazları bu konudaydı. Türkiye’nin, KKTC’nin haklarının gasp edilmesine izin verilmeyeceği konusunda üst düzey siyasi açıklamaları oldu. Bunların hepsi uluslararası hukuk çerçevesinde yapılan açıklamalardır.” ifadelerini kullandı.

“ÇİPRAS’IN AÇIKLAMALARI YUNANİSTAN SEÇİMLERİYLE İLGİLİ”

Çipras’ın Türkiye aleyhindeki açıklamalarının Yunanistan’daki seçimlerle alakalı olduğunu belirten Nurşin Ateşoğlu Güney, “Çipras tarafından bu hafta gelen açıklamaların bir nedeni de Yunanistan’da temmuz ayında gerçekleşecek olan seçimlerle ilgilidir. Bu konuyu alet ederek bir şekilde tansiyonu yükseltmeye ve kendisinin seçimler üzerindeki beklentisini oldubittiye getirmeye çalışıyor. Kıbrıs Rum yönetimini, AB’yi ve eğer ABD’yi de arkasına alırsa bu oldubittilere bir meşrutiyet sağlarım diye düşünüyor.” şeklinde konuştu.

Bölgede yaşanan hukuksuzluğun sebebinin Kıbrıs Rum yönetimi, Yunanistan ve onlara destek verdiklerini ifade eden Avrupa Birliği olduğunu söyleyen Ateşoğlu, “Türkiye’ye yönelik haksız söylemlerin ve KKTC’nin yeraltı zenginlikleri konusunda yaşadığı hukuksuzluk, Türkiye tarafından değil; Kıbrıs Rum yönetimi, Yunanistan ve onlara destek verdiklerini ifade eden Avrupa Birliğinin kendisidir.” dedi.

“TÜRKİYE’NİN YAPTIĞI İŞLEMLER HUKUK ÇERCEVESİNDE YAPILIYOR”

Akdeniz’de yaşanan gerginliğin jeopolitik ve jeoekonomik olduğuna dikkat çeken Ateşoğlu, şunları kaydetti:

“Avrupa Birliğinin Rum tezlerinin arkasında durması, hukuki olmaktan öte jeopolitik mücadeleyle ilgilidir. Burada bir Türkiye karşıtlığı söz konusu değil, aynı zamanda Rusya’nın da 2015’ten beri Suriye üzerinden Akdeniz’e yerleşmesi, buradaki enerji nakil yollarında ben de varım demesi, jeopolitik olarak vuku bulmasını ve Akdeniz’i ısıtmaya çalıştığını söyleyebiliriz.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Sadece büyük güçlerden kastım ABD değil, Macron Fransa’sı da dâhil olabilir, onun ne işi var?” dediğini hatırlatan Ateşoğlu, “Fransa’nın bu konuda fikir yürütmeye ya da Türkiye’ye karşıt fikirler vermeye yetkisi yok. Kıbrıs bölgesindeki garantör ülkeler İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’dır. Kıbrıs’ın hidrokarbon kaynakları üzerinde konuşacak ülkeler varsa, bu ülkelerdir. Türkiye’nin KKTC hakkında yaptığı bütün işlemler hukuk çerçevesinde yapılıyor.” sözlerini kullandı.

“TÜRKİYE ELİNDEKİ STRATEJİK KOZLARI KULLANMAYA BAŞLADI”

KKTC’nin Maraş bölgesi kararını da değerlendiren Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, “Türk tarafında bu yönde uzun zamandır çalışmalar vardı. Türkiye kendisine yönelen haksız ve hukuk dışı söylemleri elindeki stratejik kozlarla aşmaya başladı. Maraş meselesi de bunlardan bir tanesi ve çok önemli.” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: Aksam.com.tr