Yapay Zekâ’nın geleceği (3)

Hak edene, çalışana, arayana, araştırana, aklını verimli kullanana ve sorgulamadan itaat etmenin her türlüsüne karşı çıkana,  bilimin kapısını çalan, alnının terini yoğun ve stratejik olarak akıtan herkese Ay ve Güneş’ten, ayrıca uzayda konuşlu gezegen, yıldız gibi olgulardan bilgi, bilim, ilim transferi olur. Temel kriter konformizmin, zihinsel ve bedensel tembelliğin esiri olmamak, beynimizi dogmatizme esir vermemektir. 
Yapay Zekâ çağına gireli yaklaşık 100 yılı geçti. Enformasyon, bilişim, internet çağı, yoğun Yapay Zekâ çağıdır. 10 yıl sonra Hiper Yapay Zekâ çağına gireceğiz. Bu, zihinsel ve bedensel olarak tembel millet ve toplulukları kalıcı olarak köleleştirme riskini içeriyor. 
Yapay Zekâ çağı soyut savaşlar, işgaller çağını da başlatacaktır. Artık ordular kapınıza dayanmanın yanında ve daha ötesinde algı kapılarınıza dayanacak ve algı kalıpları ile dizayn edilen insanlar, birer komut ile çalışan mekanik aygıtlara dönüşecektir. Bugün sosyal medyada ve geçmişte eski medya ortamında bununla ilgili sayısız operasyonlar yapıldı, yapılıyor. Yapay Zekâ tanımının bu anlamda sonsuz genişliğe ve derinliğe sahip olduğunu bilmek gerek. 
Aslında bugün birçok terörist örgüt Yapay Zekâ’ya sahiptir. Yapay Zekâ’nın ahlak, sorgulama ve merhametli davranma gibi özellikleri henüz geliştirilmemiştir. Bu özellikleri ile birçok terörist, Yapay Zekâ’nın basit, gelişmemiş örneklerindendir. 
İstihbarat servislerinin, gelişmiş orduların, büyük bilişim ve Silikon Vadisi şirketlerinin Yapay Zekâ yelpazesine dâhil ettiği öğeleri bilsek, Yapay Zekâ devrimini de kaçırdığımız zehabına kapılabiliriz. Yine ezoterik örgütler, büyük finansal ve enformatik devler de Yapay Zekâ devriminin ileri aşamalarındadır. 
Ayrıca bugün tıpkı Silikon Vadisi gibi Yapay Zekâ vadileri de ayrıca oluşturulmuş durumdadır. Bilişim biliminden ayrılamaz olan Yapay Zekâ’nın ayrı bir vadide, yeni ekonomik ve bilimsel, finansal, zihinsel, bilinçsel, algısal gibi hiper-disipliner bir yeni bilim dalı olması olgusunun çarpıcı gerçeği ile karşı karşıyayız. 
Bazı Türk girişimciler bu konuda milyar dolarlık yatırımlar ile bu yeni bilim uzayında etkinlik göstermekte. Bir Türk’e ait Yapay Zekâ şirketine teklif edilen rakam 195 milyar dolardır. Türk, bu rakama dönüp bakmadı bile. Çünkü bu alan, trilyonluk şirketler doğurmaya başladı bile. Bu bağlamda eğer devlet olarak Yapay Zekâ biliminde var iseniz, öncü iseniz, bekâ sorununu aşmışsınız demektir. 
Türkiye’de ilk Yapay Zekâ çalışmaları raporunu merhum Prof. Dr. Ayhan Songar hazırlar ve Demirel’e bizzat verir. Bu raporun gelişmiş şekli Özal’a da ulaştırılır ve ilk Türk Yapay Zekâ şirketi 1988 yılında kurulur, resmiyet kazanması 1993’tür. Bugün bu şirket birçok bilişim uygulamasının ve icadının ana üssüdür. Devletin önde gelenlerinin manevi desteğinin sürmesi takdire değerdir. (Pazar günü devam edelim)