0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Tabiat döngüsü doğanın besin zinciri

Belgesel izlerken en sık duyduğumuz cümleler, bu yazının başlıklarıdır. “Hayvanlar” âlemini araştıran bilim insanları da “doğanın besin zinciri” tanımlamasını sık sık kullanırlar. Belgesellerde sürekli birbirini yiyerek beslenen canlıları izleriz. “Küçükleri biraz büyükleri, biraz büyükleri onların büyükleri yer.” Leşleri tüm canlılar yer. Bir de aslan, kaplan yancıları vardır. Tabittaki bu birbirini yeme “törenleri”, bilimsel bir “araştırma” ile gözümüze adeta sokularak, normal ve gerekli bir “yaşam döngüsü” olarak verilmektedir. Normal “hayvanlar âleminde” birbirini yiyerek “beslenme” böylesine bilimselleştirilirken, “insanlar” âlemindeki sömürgeci, yok edici ve adaletsizlik saçan ideolojileri de bilmeden “onaylamış” oluruz. 

Tabii ki kastımız evrenin işleyişini eleştirmek değil, tam tersine insan beyninin ve aklının işleyişi ile düşünce yapısını eleştirmektir. Dünyada yaşadığımız olaylar zincirini çözememiş “insan”dan evrenle İlgili bilimsel araştırmalar izlemek çok da eğlenceli değil. 

Çevrecilik bağlamında ve türlerin soylarının tükenmemesi hassasiyeti çerçevesinde gösterilen tepkiler ile “hamamın namusunu kurtarma” deyimi arasındaki kuvvetli bağlantı, vicdanı olan herkesi rahatsız etmelidir. 

Halkın ve bilim dünyasının tabiattaki besin zinciri kurgusuna aynı gözle bakması ve burada halkın cahil görülmemesi de ayrı bir olgudur. Halk, tabiattaki (hayvanlar âlemindeki) ve dünyadaki “besin zinciri” bağlamında canlıların birbirini yemesini “olağan” karşılayınca sonraki her şeyi de olağan karşılamaya başlar ve bu olağan karşılama öyle boyutlara varır ki artık insan olmaktan çıkarız. İnsan aklının “normal” algısını kullanan daha güçlü insan ve devletlerin her yerde kolayca “yardımcı” bulabilmesine bu bağlamda şaşırmamak gerekir. 

Demek istediğimiz şudur: “Normal” karşıladığımız olaylar bir gün bizlerin de ecelini hazırlar. 

Kuran’ın defalarca “Ey insanlar akletmez misiniz” demesini artık algılama zamanı. Bu algı tüm evreni değiştirecek bir içeriğe de sahiptir. Dünyadaki en büyük sınavımız belki de “normal” gördüğümüz olgular serisini normal görmemeye başladığımızda bitecek, aklımız ve insanlık kimliğimiz belki o zaman gerçek yerini bulacaktır. Allah'ın bizleri bir aslanın bir ceylanı yemesini normal karşılamak için yaratmadığını algıladığımız ve aklettiğimiz zaman gerçekten insan olabiliriz. 

Dolayısıyla ABD’ye veya diğer Hegemonlar’a karşı çıkarken aslanın ve çakalın yaptıklarını normal karşılarsanız ilahi adalet gelir çarpar bunu yapanlara. Yani soru basittir: Allah bizleri tabiatta olan biten her şeyi kendi kurgusu olarak görmemiz için yarattı ise hangi adaletsizliklere karşı çıkabilirsiniz?  

“Her şey Allah'ın kanunudur” deyip her şeye razı olmak gerekmez mi normalde? Hayvanlar âleminde güçlülerin zayıfları yemesi normal ve bilimsel ise ve de Allah'ın muradı ise nasıl küresel adaletsizliklerden ve güçlülerin yaptıklarından şikâyet edebiliriz? O zaman zayıf insanlar ve devletler de diğerlerinin besinidir! Bu zinciri kırmak Allah'ın kanunlarına karşı gelmektir, dolayısıyla gelsinler bizleri “ham etsinler” mi diyeceğiz? 

Daha yanıbaşında olup bitenleri algılamamış ve aklını kullanamama durumu yaşayan “insan” denen varlığı ve ürettiklerini, sürekli şüphe ile karşılamak bir insanlık görevidir. 

Tabii ki bir felsefe tartışması başlatmak niyetinde değiliz. G7’ler bağlamında olup bitenler bu yazıya sebebiyet. Trump’a, “Yaptığın adaletsiz, ekonominin genel kurallarına, kapitalist ekonominin gereklerine, liberalizme, dünya ticaretine aykırı” diyebilmek için geçmişteki yüzbinlerce Trumpvari davranışı yapmamış olmanız gerekir. 

Acaba hiç dikkatinizi çekti mi, sıradan hayvanların bir başka güçlü hayvana yem olma hikâyelerini hergün izlerken, aslanların ve kaplanların akıbetlerini gösteren “belgeseller” nedense yok denecek kadar azdır. 

Yani Allah'ın bizlere, “hayvanlar âlemindekiler gibi olmayın diye o âlemi sizlere bir misal olarak gösterdik, fakat sizler ısrarla hayvanlar âlemindekiler gibi olmayı seçtiniz ve kaybettiniz” demesi olasıdır. 

Dünyanın ve insanın dramının, asli görevinin, türünü devam ettirmek mecburiyetinde olmadığını idrak ettiği zaman biteceği söylenebilir. Tabii adaletsizliklerin de… 

Dünyayı başka bir şekilde algılamak zorundayız. Birilerinin besin zincirindeki bir halka olmayı kabul ettiğimiz takdirde insan olamayız ve her türlü adaletsizlik o zaman meşru hale gelir. 

İnsanların sürekli katliamlar yaşaması, dünyayı hayvanlar gibi içgüdüsel algıladığımız içindir. 

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX