Sancılı dönemde vatandaşın sessiz çığlığı...

Türkiye, 2018 yılında hem içsel hem de dışsal nedenlerden dolayı sancılı günler geçiriyor. Para piyasalarında devam eden belirsizlik, vatandaşın döviz talebini azaltmadı. Sosyal medya hesaplarında çoğunluk Erdoğan’a destek veriyormuş gibi görünse de işin gerçeği hiç de öyle değil! Sosyal medya hesaplarında Erdoğan’ın yanında olduğunu söyleyenler, her gün dolar ile ilgili sorular soruyor. “Alalım mı, satalım mı, ne kadar düşer, ne kadar yükselir...?” Döviz kurları düşer, yükselir, o piyasa şartlarına ve gelişmelere göre kendine yön belirler. 

Asıl sen kendine bir yön belirle, sen kimin yanındasın, ne kadar samimisin onun cevabını ver, sendeki oynaklık dolarda yok. Gördüğüm kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekten samimiyetsizliğin ortasında kalmış. İki gün önce koltuğundan olanlar bile ilk günden kuyruk kaldırıyorsa işi gerçekten zor. Bu sancılı dönemle geç kalınmış, yeni alınan tedbirler ile birlikte daha büyük yıkımların önüne geçilmeye çalışılıyor. 

Tavsiyem şu : 

Piyasayı dinlemek, piyasalardaki fırsatçılığı öğrenmek, eksikliği görmek, alınan tedbirlerin sonucunu görmek için sadece medyayı takip etmek yeterli olmuyor. Farkı sektörlerden küçük esnaflara kulak verecek, halkın sorununu tespit edecek özel gönüllü kişi ya da kişilere kulak vermek gerekiyor. 

-Vatandaşın rahatsız olduğu konuları çözmek için sadece bakanlıkların değil, ilgili odaların da devreye girmesi gerekiyor. Sektör temsilcisi odalar, daha öncede sık sık belirttiğim gibi maalesef sahada aktif rol alamıyor. 

-Finans sektöründe bu dönemde yine en çok kazanan bankalar. Bankaların döviz ve altın alım-satım makas aralığına baktığımızda her şey net görünüyor. Bankaların kurlardaki makas aralığına yeni tedbirler şart. 

-Bu dönemde batak veren yine Forexciler. Yani dalgalı piyasalar, kumar oynamak isteyenlerin yine iştahını kabartıyor. Kumar, oynayanın problemi zararına katlanır ve neyi tercih ediyorsa onun bedelini öder. Ancak Forex piyasalarında dövizle oynanan kumar, iç piyasalarda döviz talebinin artmasına destek veriyor. Geçici de olsa Forex işlemlerinin yasaklanması iyi karar olacaktır. 

-Devletin vermiş olduğu destek ve teşvikleri kimler nasıl kullanmış denetlenmeli. Ona göre ilave ek destek ya da kişileri gözden geçirmek gerek. 

-Tasarruf, tüm bakanlıklar tarafından kabul görmeli. 

-Sektörleri birbirinden ayırt etmenin, sektörleri gözden geçirmenin vakti geçiyor. 

Örnek olarak kuyumculuk sektörünü ele alabiliriz. Hazine Müsteşarlığı’na bağlanmalı ve döviz büroları gibi yetki belgesi uygulamasını devreye sokmalıyız. Altın basma yetkisine sahip olan Darphane, nasıl Hazine Müsteşarlığına bağlıysa altın sektörü de aynı Müsteşarlığa bağlanmalı. 

Detaylarını sordukları zaman anlatabilirim. 

-Kapalıçarşı, ayaklı borsa denilen bölgenin daha sık denetlenmesi gerek. 

Bu finans açısından değil, terör örgütlerinin gayri resmi işlemlerinin yakalanması açısından önemli. Kim kime ne kadar satıyor, kim kimden ne kadar ne alıyor? Bilinmeli. Çakallar, puslu havayı sever. Havalar da oldukça puslu. Devlet mutlaka her şeye yetişir ve gerekeni yapar ancak milleti de görmemezlikten gelmeyin. Milletin içi dolu, anlatmak için sabırsızlanıyor. Duyan var mı?