Galatasaray'ın liderliği

Sezona başlarken arka arkaya gelen başarısızlıklardan kurtulmuş durumda. Takım oyununu bugünlerde iyi oynuyorlar. Arka arkaya gelen puanlarla lider durumuna geldi, ikinci durumdaki Beşiktaş’la puan farkını 5’e çıkardı. Takım sahada hep aynı sistemle oynamakta, tam saha pres ve tam saha saldırı, 90 dakikanın her anında gol atabilir golde yiyebilir. Gol atma becerisinde gerçekten çok iyi oynamaya başladılar. Gol becerileri yüksek olanların sayısı az değil, her maçta kolayca gole gidebiliyorlar. Tudor’un önerilerinden farklı bir yöne sapmadan gol üretmek için çırpınıyorlar. Doksanıncı dakikada bile enerjik saldırmalara devam edebiliyorlar. Gomis çok orjınal vuruşlar yaparak gol üretebiliyor. Gol yollarında orta alanda oynayanların da önemli katkıları oluyor. Defansa gelince söylenecek tek söz başarıda bir numara, Muslera’yı söylemeye gerek yok ama bu sene onu fazla yormayan stoperleri var. Bütün bunlar işin güzel yanı ama Galatasaray’ın oynadığı kulüplerin içinde Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzon, Başakşehir’in olmaması onlarla yapacağı maçların sonuçlarını da düşünebilmek mümkün değil. Onlarla oynanacak maçlardan iki galibiyet iki beraberlik alırlarsa önü açılır ve şampiyonluk konuşulur hale gelebilir. Son zamanlarda şampiyonluk için başka yerlerde de başarılı olunması gerektiği konuşuluyor. Hakemlerin TFF’nin çıkarına göre düdük çaldıkları konuşuluyor.  TFF önemli rakam ödüyormuş naklen yayınları yapanlara, aylık masrafları da çok artmış, para kazanmak için taraftarların tribünleri doldurması geliyormuş. Takımları şampiyonluktan uzaklaşırsa, maça gelen taraftarların sayısı hızla azalıyormuş ve buda TFF’nin bütçesine zarar veriyormuş. Üç büyüklerin gerilemelerine mani olmak için MHK’sine önerilerde bulunuyorlarmış. Bu sezona TFF’nin şimdiden bulaşmaya başladıkları konuşuluyormuş. Bakalım ve dikkatle izleyelim Beşiktaş’ın Fenerbahçe’nin maçında hakem tarafından nasıl alabora edildiğini gördük. Şenol Güneş gibi kültürlü bir adamı bile çıldırttık. Galatasaray’ın liderliği bence henüz ıslak zeminde. Yaşayarak göreceğiz.

TERİM’E HALA SALDIRIYORLAR

Terim TFF ile bir anlaşma yapmış. Anlaşmada ne varsa kanunen yerine getirilmesi gerekildiğini herkes biliyor. Ama konu Terim’se basında bir yaygara başlıyor, Face’de fikir beyanları hep aleyhte. Fatih hoca anlaşma yapmış, bazı şartlar yerine getirilmemiş, onu almak için gerekli mercilere müracaat edince malum spor medyasının çoğunluğu yaygaraya tekrar başlayıverdi. Face ve basın ele ele vererek para verilmesin diye kıyamet koparılıyor. Kanun var bu ülkede, anlaşma yapılmış resmi devlet kurumu ile… Terim hakkını ararken devletimizin kanunlarına müracaat ediyor. TFF parayı ödemem diyorsa oda baş vursun, mahkemenin vereceği karar ne olursa o uygulansın. Bundan farklı bir şey düşünülmemesi gerekirken, kıyamet koparılıyor kimler bunlar, zamanın da onlarla fazla samimi olmadığı bazı basın mensupları, Galatasaray’a Avrupa’dan kupa getirdiği için kızgın olan bazı kulüp taraftarları. Herkesin elinde oyuncak yapamaya çalıştıkları Terim’in bu ülkenin bir numaralı teknik direktörü olduğunu unutuyorlar. Vatanımıza UEFA‘yı kazandıran kim, ulusal takımımızı Avrupa üçüncüsü yapan kim. Galatasaray’a ona yakın kupa kazandıran kim. Oturun hesabını yapın, gerek futbol kulüplerinde, gerekse ulusal takımda en başarılı olan Terim değil mi? Galatasaray’dan başka ülkemizde hiç bir kulüp  çalıştırmamış, ayrıca Galatasaray kulübü divan kurulu üyesi… Neredesiniz Galatasaraylılar, niye tek kelime konuşmuyorsunuz.

SELÇUK İNAN KAZANILMALI

Terim döneminde top saklama prensibi vardı, her futbolcunun öğrendiği şeydi galip duruma geçince rakibe top kaptırmamak… Selçuk’ta orta sahada top dağıtımı organize eden kişiydi. Yıllarca uyguladığı metottu bir türlü uygulamaktan vaz geçemediği için taraftardan tepki çekmeye başladı. Tudor orta alanda Selçuk’u asla oynatmaz, yan pas, geri pas ustası onun yöntemine ters gelir. Selçuk’tan da vazgeçmek zor. Açıkça Selçuk bu sevdadan vazgeçmeli, tam saha hücumu da organize edebilmeli. Oturup konuşulsun, vazgeçsin yan pas geri pastan… Ne Selçuk’u Galatasaray kaybetsin, ne de Selçuk Galatasaray’ı…