0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Ne derdiniz?

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Elazığ Malatya depreminden sonra, kalkıp hemen apar topar Elazığ veya Malatya’ya gitmez!

Çünkü ortada bir can pazarı hali yaşanmaktadır, bir parti genel başkanı olarak da kargaşaya mahal vermek istememiştir!

Bununla da yetinmez Sayın Cumhurbaşkanımızı arar, “Başımız sağ olsun, bize ne düşerse hazır olduğumuzu bilmenizi isteriz” der!

Sayın Kılıçdaroğlu bütün medya mensuplarını çağırıp bir de basın toplantısı yapar, “Millet olarak bir afet yaşadık, ölülerimiz, yaralılarımız var, kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum! Yaralı kardeşlerimize Allah’tan şifa diliyorum, telaşa mahal yok devletimiz iktidarıyla muhalefetiyle yek vücut olmuştur” der, hatta soru bile almaz!

Bu arada bazı CHP’lilerden deprem bölgesine gidenlerden bazılarını ortaya koyduğu bir takım üslupsuzluklarını da sert bir şekilde ikaz eder!

Bu arada aylar  öncesinde Türk Kızılay’ındaki bir hadiseyi tam da Elazığ Malatya depreminde insanlar bir tas sıcak çorba beklerken gündeme taşıyanlara da, “Susun! Gün bu konuların konuşulma günü değil, eğer ortada bir yanlışlık da varsa bakın araştırın zamanı geldiğinde hesabını sorarız“ diyerek sert bir şekilde uyarır!

Bununla da yetinmeyip, gidip Türk Kızılayı’na bir miktar da bağışta bulunur!

Bitmedi!

Depremden hemen sonra kalkıp Elazığ’a giden İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’yu arar, İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Adana, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlarının Elazığ ile Malatya’ya geleceklerini ilk olarak da kendisine uğrayacaklarını, neye ihtiyaç var ne yapabilirler konusunda istişare etmek üzere kendisinin direktif verdiğini söyler!

Enkaz altında çıkarılmamış yaralı ya da canını kaybetmiş kardeşimiz kalmadığında acil yapılması gerekenler yapıldığında önce Malatya’ya sonra da Elazığ’a geçer, bakanları, Valiliği ve Belediye başkanlarını ziyaret eder!

Hatta Sayın Soylu ve bakanlara da, “kaç gündür gece gündüz demeden burada hizmet ettiniz, size teşekkür ederim” der!

Bu arada gazetecilerden biri, Sayın İmamoğlu’nun Elazığ ziyaretinden sonra Tunceli’ye sonra da ailesiyle Erzurum’a kaymaya gittiğini söylediğinde, “Olur mu öyle şey! Zaman tatil yapma zamanı mı? Ben kendisiyle hemen görüşeceğim derhal görevinin başına dönmesini söyleyeceğim “ der!

Dahasını da diyeyim mi?

En son, Sayın Tuncay Özkan’ın, “CHP’liler artık CNN Türk kanalına çıkmayacak” beyanatına, “Ne münasebet efendim, ben adalet için kaç kilometre yürüdüm. Asla böyle bir şey olamaz! Arkadaşlarımız eskiden olduğu gibi sözkonusu kanala çıkacaklar ve doğru bildiklerini açık açık konuşacaklar, basın demokrasinin vazgeçilmezlerindendir” der!

“Tamam tamam, amma da attın Yenilmez” dediğinizi duyar gibiyim!

Hani, demem o ki, size şunu sormak isterim!

Böyle bir Kemal Kılıçdaroğlu‘na bu millet ne derdi?

Elbette, “Bravo Sayın Kılıçdaroğlu, rahmetli Atatürk’ün kurucu genel başkanı olduğu CHP Genel Başkanına da yakışan budur” demez mi?

Böyle bir Kılıçdaroğlu‘na bir kem söz etmeye çalışana, ilk cevabı bu millet vermez mi?

Şimdi siz diyeceksiniz ki, Sayın Kılıçdaroğlu neden böyle yapmıyor?

Ben de diyeceğim ki, kaset ile gelen, kaseti yayına sokanın dediğinden çıkabilir mi?

Dahası!

Neyse daha ileri gitmeyelim de geçen Salı FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacağım demişti de, bu Salı’ya kaldı ya!

Gelin, bir hak tanıyalım da Salı’yı bekleyelim..!

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX