“Muhsin Başkan” adını anmak yetiyor!

26 Mart 2016, akrep 2’nin üstünde, yelkovan kendi hızında dönüyor, güneş yüzünü saklamış, bense Niğde yolundayım. 

Ağır bir 25 Mart yorgunluğu, garipliğin, sahipsizliğin, mazlumluğun, çaresizliğin adını hatırlayamadığım o kadar çok şeyin ağırlığı var ki omuzlarımda! 
Uykuyu ısrarla reddediyor gözlerim, tek bir kelimeye dahi dönmüyor dilim, kelimelere küsmüş misali! 

Yanımdan akan, kıraç, vefalı, yorgun Anadolu’mun vefalı toprakları, - bağrında tek bir ağaç kalmamış biz insanların talanından-  o toprağın Esmer tenli, çatlak derili, kavruk insanı vurmuş kazmayı böğrüne,  saçmış tohumu “bilmezse sen utan” diyerek toprağına! Toprak cevabını yemyeşil rengine bürünerek vermiş hamdolsun! 
Tahmin ettiğiniz üzere, 7 yıldır her 25 Mart’ta mahzun olurum ben,  dile kolay, 7 yılın sahipsizliğidir yaşadığım an! 

“Safahat” oyunumun saatini öğrenmek için telefonumu aldığımda, ekranda yüzlerce cevapsız çağrı, yüzlerce mesaj, dua, dua, dua! Hamdolsun Allah’ıma! 
25 Mart Cuma gecesi TRT 1’de “Başkan “ belgeselinin yayınlanmasıyla birlikte, anladık ki meğer ne de çok sahipsizmişiz, kardeşlerimiz ve biz! 
Adeta trene bakanlardanmışız da haberimiz yokmuş!  Ağabeylerimiz buldu bizi, kimini arayabildim görüştük kimiyle yazılarda buluştuk, tekrar umudum yeşerdi! 

Organizemizi yapan, TÜGVA (Türkiye Gençlik Vakfı) Başkanı Burak Yaşar  kardeşimizin, telefonda titreyen sesiyle, omuzlarımdaki ağırlığın üstüne bir kat daha ağırlık çöktü sanki! 

Niğde’li Uzman Çavuş Mustafa Şahin’in, Mardin Nusaybin’de şehit düştüğü haberini verdi! Bu sebeple gündüz oyunumuzun iptal olduğunu söyledi. 
7 yıl önce karlı dağlarda uğurladığım şehidimin yanına, bir şehidimi daha yolculayacağım! 

Meğer geç kalma telaşı oyuna yetişememekten değil, şehidimin yanına şehidimi uğurlamaya geç kalmamak içinmiş! 
Sanki bütün Niğde, şehidimizin uğurlanacağı camiye ve dışarı akmış! 
Dünya Brüksel ‘i konuşuyor ya şimdilerde… 
Nasıl da telaşlanmıştı Avrupa, hayat durmuştu adeta! 
Burası Niğde sadece dualar, tekbirler yükseliyor, herkes sokakta! 
Fazla söze ne gerek! 
Akşam  “Safahat” oyunumu oynayacağım! 
Akif’i anlatacağım! 
En güzel sözü merhum Akif demişti! 
“Sen ki; a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat, 
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...  
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, 
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.”