0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Kedicikler Kudüs’ü yedi!

Bir önceki yazımda son zamanlarda gündemi tayin eden Adnan Oktar operasyonuna farklı bir cepheden bakmaya çalıştım. Yazımın yayınlanmasından sonra toplumun her kesiminden arayanlar, bir şekilde fikir beyan edenler oldu. Çoğunun da ortak noktası, ‘’Bak biz bu açıdan hiç bakmamıştık!” oldu. Söz konusu operasyon sonrasında toplumun her kesiminden ahkam kesenler alabildiğine çoğaldı! Bu konuşan, ahkam kesenlerin arasında ne hazindir ki, sosyologların sayısı bir elin parmakları kadar bile yok! Sıkıntının asıl noktası da bence burada aranmalıdır! 

Selçuklu, Osmanlı devamında da Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığımızda bu ve buna benzer hadiselerin ne kadar çok yaşandığı görülecektir! Haşhaşilerden başlayın bugüne kadar birey ve toplum olarak nasıl dramatik hadiselerin yaşandığını göreceksiniz! Baktığımızda bir dünya imparatorluğu olabilecek bir Selçuklunun bitmesine bu ve benzeri olaylar sebep olmuş, devamında kurulan Osmanlı da bu tip yapılanmalarla inanılmaz bir mücadele içerisinde olmuştur. Osmanlı tarihinde At Meydanı'nda idam edilen birçok bu tip yapılanma liderleri ve mensupları görülebilir! 

Osmanlı’dan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti, geçmişinden ders alıp bu tip yapılanmalardan arınarak kurulmayı denese de en çok da bu gayretinden dolayı eleştirilmedi mi? Hatta bu eleştiriler zaman zaman ölçüsünü kaybedip edep ve adap ötesi bir hal almadı mı? Bu edep ve adap dışı eleştiriler gündemi daima işgal etmiş, bir geçmiş muhasebesinin önündeki en büyük tehlike olmuştur! 

Netice, ne yeni kurulan devlet sağlıklı kurulabildi ne de yeni kurulan devletin emanet edildiği nesiller sağlıklı yetişebildi! Bu sağlıksız yetişen nesillerden oluşan toplum da en ufak meselesini hukukla, konuşup helalleşme ile çözme yerine alabildiğine öldürme, yakma yıkma yoluna girdi! 

Aslında içinde çırpındığımız bu hal var olduğumuz andan beri içerisine düştüğümüz halin yaşanmasından başka bir şey de değildi! 

Karşımızda asırlardır mücadele ettiğimiz devlet ve milletler kendi değerleri üzerinde ittihat etmeyi bilmişler bizler ise kendi ürettiğimiz değerleri unutup ayrışmış durumdayız! Karşımızdakiler kendi yaşadıkları olumsuzlukları aşı haline getirip bize zerkettiler! 

Bakınız ABD! 

Şunun şurasında bir vilayetimizin tarihine sahip değil! Vatandaşları ise biri Avrupa’nın bir ucundan, diğeri diğer ucundan, çoğu da dili, dini, rengi farklı dünyanın dört bir yanından gelen insanlardan oluşmakta! Aklı ön plana almışlar kendi içlerindeki otuz küsur devletin sınırlarını çizmişler ve üzerinde ittihat etmişler şimdi burnumuzun önünde bizim dede mirasımız topraklarını çizmeye soyundular ve de ister kabul edelim ister etmeyelim çiziyorlar da! Ne acıdır ki, onlardan izin almadan dede mirasımız toprakların üzerinde bırakınız gezmeyi, adımımızı bile atmıyoruz! 

Fazla uzak zamanlara gitmeye ne hacet bakınız İsrail ne yaptı! 

Müslüman kimliğini hiçe sayıp Kudüs’ün sadece ve sadece Yahudi dini mensuplarına ait olduğunu dünyaya ilan etmedi mi? 

Kiminle beraber? 

Yetmiş iki buçuk değil yüz yetmiş iki buçuk milletten müteşekkil, elli eyaletten, yani elli devletten oluşmuş ABD! 

Neresi Kudüs? 

İlk kıblemiz! 

Hazreti Ömer’in, Kürt Selahaddin Eyyubi’nin, Türk Yavuz Sultan Selim’in emaneti Kudüs! 

O Ömer, Selahaddin ve Yavuz ki, Kudüs’ü sulh şehri yapmışlardı! 

Mekke bizim beynimiz, Medine yüreğimizse,  Kudüs de ciğerimizdir! 

Biz ittihat edeceğimiz değerlerimiz Ömer, Ali, Yavuz adına birbirimizi düşmanın silahına ihtiyaç kalmadan boğazlarken, biz Adnan Oktar’ın kediciklerine sırıtarak bakarken, o kedicikler Kudüs’ü yedi! 

Hani,  Sayın Cumhurbaşkanımız demişti ya, ‘’Hep masa başlarında kaybettik’’! 

Hey hat ki, kayıp devam ediyor!

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX