Gönüllüler Ordusu!

Irak, Suriye, Akdeniz’de doğalgaz aramaları derken, Berlin Konferansı’na  geldik dayandık!

Berlin Konferansı toplandı, kararlar alındı!

İdlib’de ne olacak, elimiz yüreğimizin üstünde..!

Her an insanların başına yağan bombalara mı, bu kışta kıyamette canını, malını, ırzını kurtarmak için yollara düşen insanlara mı, her an başına bombalar yağan, canını, ırzını kurtarmak için yollara düşen insanlara, “terörist” diyenlere mi yansak?

Düşünebiliyor musunuz, senin eşin, bebek katili Apo’nun heykelini peygamberler, sahabeler şehri Diyarbakır’a dikmek isteyen, canlı bomba olup onlarca insanı paramparça eden teröriste kitap yazan Selahattin Demirtaş’ın kitabından sözümona yapılan  tiyatroda arzı endam edecek, bombalardan canını, ırzını kurtarmak için bu kışta kıyamette yola çıkan insanlara terörist diyeceksin, üstüne bir de gözümüzün içine baka baka, biz HDP ile ittifak yapmadık diyeceksin!

Pes pes pes!

Azıcık ar damarınız, azıcık vicdanınız varsa bu durum karşısında kahrolmazsınız da ne olursunuz?

An geliyor bir hikaye anlatıcısı olarak bile kelime hazineniz yetmiyor hislerinizi, söyleyeceklerinizi anlatmaya!

Bu haleti ruhiye içerisinde kıvranıp dururken, telefonum çaldı, telefonda organizatör İsa Efe karde-şim, “Ağabey yarın müsait misiniz acaba, yarın Trabzon’da program var, ama Yavuz Bahadıroğlu ağa-bey rahatsızlandı” demez mi!

“Eyvah kaç kişi kaldılar” dememe kalmadı, İsa kardeşim, “Trabzon’a gider misin” diye sorduğunda işin ne olduğunu bile sormaya gerek duymadan, “Giderim elbette” dedim!

Öyle ya, Yavuz Bahadıroğlu gibi ağabeylerin bayrağını düşürmek bize yakışır mi?

Program, Trabzon’da Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Kredi Yurtlar Kurumu’nda 5.si düzenlenen “Tematik Kış Kampı”!

Gençlik ve Spor Bakanlığı’mız bu yılı, “Gönüllülük Yılı “ ilan etmiş!

“Gönüllülük” kaçımız hatırlıyoruz bu kelimeyi?

Ne kadar da tez unuttuk!

Oysa, bu kelime tamamen bize ait, bizi biz yapan hasletlerimizden en önemlisi, harsımızın en değerli ürünlerinden...

Batı, “Ne alacağım, ne vereceğim” hesabı yaparken, ecdadımız alacağını, vereceğini bir an bile dü-şünmeden gönlünden gelen sesi dinleyip ne yapabilirse yapmak, ne verebilirse vermek için birbiriy-le yarışa girerdi!

Program bitiminde Trabzon Gençlik Spor İl Müdürümüzün bendenize tevdi ettikleri hediyeyi alıp da evime götürmek gelmedi içimden.

Karşımda gönlü güzel gönüllü yüzlerce genç kızımızdan birini, Şırnak’tan gelen bir kızımızı davet edip, “Kızım sen şimdi Şırnak’a gideceksin ve sana ne gördün ne getirdin diye soracaklar ya, bu kemençe maketini sen al, evinin salonuna koy, Şırnaklı kardeşlerimize de de ki, Şırnak’ın ayağına diken batsa Trabzon yerinde durmaz, o dikeni çıkarmak için canını verir, dediler dersin” diye verdiğimde salonda yer yerinden oynadı! Salonda kim varsa ağlıyordu!

Evet!

Kimin ne hesabı var bilmem, ama bu Anadolu topraklarında son sözü bu Gönüllüler Ordusu söyleye-cektir!

Başta, Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Dr. Mehmet Kasapoğlu olmak üzere, bu Gönüllüler Ordusu komutanlarına şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum!