CHP’nin yaptırmazuk nöbeti tehlike arz ediyor!

Siyasette aktif olduğum dönemlerde duyduğum bir sözü kulağıma küpe etmişimdir, ‘’Pazarda bir kilo domates satmayan adam devlet yönetemez’’!

İlk etap da bu söze pek itibar etmemiştim, çünkü işletme okumama rağmen sadece tüketici konumunda olmanın ötesinde ticaretle uzaktan yakından pek alakam olmamıştı!

Aslına bakarsanız daha yakın zamanlara kadar Ülkücü camiada pek tüccar, holding sahibine rastlayamazsınız, Ülkücüler genelde köylü çiftçi ya da işçi, memur çocuklarıdır!

Ne zaman ki vergi levhası sahibi oldum, işte o zaman anladım ki, evet pazarda bir kilo domates satamayan kişi bu çağda bu zamanda devlet yönetemez!

Ülkemizin tarihine baktığımız zaman, bu gerçeğin zaman zaman acı tatlı neticelerini yaşadığımızı da görürsünüz.

Bakınız İsmet İnönü, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak her biri askerdir. Öylesine iyi askerlerdir ki, biri mareşal, biri Millî Mücadelenin en önemli zaferlerini kazanan, biri de özelikle Doğu Cephesinin adeta fatihidir!

Lakin, Millî Mücadele bitip iş devlet yönetimine geldiğinde Gazi Mustafa Kemal Paşa ile en fazla problem yaşayanların da bu isimler olduğunu görürsünüz!

Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın İsmet İnönü’yü zaman zaman başbakanlıktan alması, yerine Celal Bayar’ı getirmesinin temelinde bu gerçek olsa gerek. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Aydın gezisinde çiftliğine misafir olduğu Adnan Menderes’i, CHP’den vekil yapmasının altında merhum Menderes’in bizzat ticaretin içerisinde olmasıdır!

Daha sonrasında Bayar’ın, Menderes’in CHP’den ayrılmasının temelinde, aslına bakarsanız bu gerçek yatmaktadır!

Bir yanda her biri çok iyi asker bürokrat olan kesim, diğer tarafta ise ticaretin bizzat içerisinde olan dünyayı bir başka pencereden bilen bir başka ekip.

Belki de CHP’nin ciddi anlamda iktidar olamamasının temelinde de bu yatsa gerek. Statükocu, tamamen mevcut sistemi korumaya kodlanmış bir anlayış, diğer tarafta da insanların bizzat sofrası ile ilgilenen anlayış!

Aradan 60 yıl geçmesine rağmen Anadolu insanının merhum Menderes’i unutmamış olması, hala ‘’Menderes’’ dendiğinde gözlerinin dolması, merhum Menderes’in ekmeksiz sofralara ekmek, ayağa giyilecek pazen sağlamış olmasıdır!

Çünkü, Menderes öncesinde merhum İnönü, İkinci Dünya Savaşı endişesiyle Anadolu insanının elinde avcunda ne varsa toplamıştı!

Gelelim bugüne, CHP’nin yapılan her şeye, ‘’Yaptırmazuk’’ nöbetine girmesinin temelinde de geçmişten gelen bu anlayış yatmaktadır!

Merhum Demirel, şimdiki adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü merhum Özal, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü döneminde bu anlayıştan neler çekmediler!

Geçmişte ne yaptılarsa yaptılar, lakin bu anlayış günümüzde ülkemizin bekası için tehlike arz etmeye başlamıştır!

Hele hele bugünkü işgal altında olan CHP, ülkenin bekası için önü alınamaz yaralar açma tehlikesi göstermektedir!

Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekasının Libya’dan geçtiğini görememekte!

Çünkü, Akdeniz’de bu ülkenin gelecek nesillerine ekmek aş, gelecek olarak kazanım olacak 400 yıllık gaz rezervini hesap edememekte!

Çünkü, Kanal İstanbul’un doğuracağı ekonomiyi, sağlayacağı stratejik kazanımları okuyamamaktadır!

Hülasa, CHP’nin bu ‘’Yaptırmazuk’’ nöbetleri ülke bekası için tehlike arz etmeye başlamıştır!