0530 708 54 54
0530 708 54 54
19 Mayıs 2019 Pazar 16:55:00 - Güncelleme:19 Mayıs 2019 Pazar 17:04:00

Şehidin son sözü 'Biz aramazsak kim arayacak' oldu

AA Bayburt muhabiri Abdulkadir Nişancı'yı arama çalışmaları sırasında şehit olan Astsubay Mustafa Gidergelmez'in babası Şemsettin Gidergelmez, şehit oğluyla yaptığı son konuşmayı anlattı.

Bayburt ile Trabzon arasındaki Soğanlı Dağı'nda yol açma çalışmalarını takip ederken Derebaşı virajlarında bastığı kar kütlesinin kopması sonucu uçuruma düşen AA Bayburt muhabiri Abdulkadir Nişancı'yı arama çalışmaları sırasında şehit olan Astsubay Mustafa Gidergelmez'in babası Şemsettin Gidergelmez, şehit oğluyla yaptığı son konuşmayı anlattı.

Mersin Orman İşletme Müdürlüğünde memur olarak çalışan Şemsettin ve ev kadını Ayşegül Gidergelmez'in 4 çocuğunun en küçüğü olarak 1987'de Tarsus ilçesinde dünyaya gelen şehit Astsubay Mustafa Gidergelmez, daha çocuk yaşlarından itibaren zekası ve başarısıyla çevresinden takdir toplamayı başardı.

Sürekli asker olmak isteyen ve bunu her fırsatta başta babası olmak üzere çevresine söyleyen Gidergelmez, 2003'te Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü'nü kazanmasına rağmen kaydını yaptırmadı ve hayalini gerçekleştirmek için çalışmalara başladı.

2004'te kazandığı sınavın ardından Ankara Beytepe Jandarma Okulları Komutanlığında 2 yıl eğitim alan Gidergelmez, başarıyla mezun oluktan sonra ilk görev yeri Muğla'nın Fethiye ilçesine atandı. Burada bir süre çalışan Gidergelmez, ardından Tunceli'ye tayin oldu.

Tunceli'de de görevini en iyi şekilde yerine getiren Gidergelmez, 2015'te atandığı Ankara'da Jandarma Arama Kurtarma (JAK) eğitimi aldı ve timin yeni üyesi oldu.

Türkiye'nin çeşitli illerinde arama kurtarma faaliyetlerine katılan ve hayat kurtaran, insanların sevincine ortak olan Gidergelmez, Bayburt ile Trabzon arasında bulunan Soğanlı Dağı'ndaki yol açma çalışmalarını takip ederken Derebaşı virajlarında bastığı kar kütlesinin kopması sonucu uçuruma düşen AA Bayburt muhabiri Abdulkadir Nişancı'yı arama çalışmaları sırasında akıntıya kapılarak şehit oldu. Gidergelmez'in cenazesi, memleketi Gaziantep'in İslahiye ilçesinde toprağa verildi.

"EN ÇOK ONU BAĞRIMA BASARDIM"

İslahiye'ye 10 kilometre uzaktaki İdilli Mahallesi'nde taziyeleri kabul eden Gidergelmez ailesini, akrabaları ve ilçe halkı yalnız bırakmıyor.

Şehit babası Şemsettin Gidergelmez, yaptığı açıklamada, oğlunu memur maaşıyla büyüttüğünü ve zorluklarla okuttuğunu söyledi.

Artık bir "şehit babası" olduğunu ve bundan gurur duyduğunu belirten Gidergelmez, "O benim en küçük oğlum, canım ciğerim. En çok bağrıma bastığım çocuğum oydu. Hepsini çok seviyorum ama o başkaydı, adeta canımdan bir parçaydı." dedi.

Oğluyla, kaybolan Nişancı'yı bulmak için Bayburt'a gittiğinde cep telefonundan görüştüğünü ifade eden baba Gidergelmez, aralarında geçen sohbeti şöyle anlattı:

"Allah işini rast getirsin oğlum dedim. Oraya gidince bir daha aradı konuştuk. 'Ne yapıyorsunuz?' dedim. 'Hala arıyoruz, bulamadık.' dedi. 'Oğlum televizyondan baktım, çok emin yer değil. Dikkat edin.' dedim. O da 'Baba merak etme iple bağlıyız, sen dua et yeter. Biz aramazsak kim arayacak.' dedi. 'Onu bulmamız lazım' dedi. İşini çok severdi. Şehit oldu artık. Onunla gurur duyuyoruz."

"ALLAH ONA EN GÜZEL MEKANI NASİP ETTİ"

Şehidin ablası Şule Yıldız ise kardeşini çok sevdiğini ve yüreğinin yandığını belirtti.

Kardeşinin çok neşeli biri olduğunu dile getiren Yıldız, "O bizim evimizin neşe kaynağıydı. Çok espri yapardı. Ama aynı zamanda en merhametli çocuğuydu. Anne ve babasına çok düşkündü. En küçük ihtiyacımızda bile koşa koşa gelirdi. Allah ona en güzel mekanı nasip etti. İnsanın kardeşiyle ilgili tek bir kötü anısı olmaz mı? Benim yok. Çünkü çok merhametli biriydi." diye konuştu.

Şehidin babasının kuzeni İsmail Çavdar da şehit Gidergelmez ve ailesiyle çok yakın olduklarını anlattı.

Onu hep güzel anılarla hatırladıklarını söyleyen Çavdar, "Tek tesellimiz onun şehit olması. O makamı hepimiz önemsiyoruz. Şehidi çocukluğumuzdan beri tanıyoruz. O sürekli asker olmak istiyordu. Zaman zaman bana da söylemişti. Gençliğinde yüzmeyi çok severdi, sürekli denize ve havuza giderdi. Ele avuca sığmayan neşeli biriydi." dedi.

ŞEHİT KAPAKLIKAYA'NIN EVİNDE YAS VAR

AA Bayburt muhabiri Abdulkadir Nişancı'yı arama çalışmaları sırasında akıntıya kapılarak şehit olan Uzman Çavuş Eyüp Kapaklıkaya'nın Çorum'daki evinde hüzün yaşanıyor.

Şehit Kapaklıkaya'nın evinde yas var Bayburt ile Trabzon arasındaki Soğanlı Dağı'ndaki yol açma çalışmalarını takip ederken Derebaşı virajlarında bastığı kar kütlesinin kopması sonucu uçuruma düşen AA Bayburt muhabiri Abdulkadir Nişancı'yı arama çalışmaları sırasında akıntıya kapılarak şehit olan Uzman Çavuş Eyüp Kapaklıkaya'nın (sağda) Çorum'daki evinde yas var. Kapaklıkaya, eşi Seyhan ve çocukları Ramazan (solda), Mete (sol 2) ve Ahmet (sağ 2) ile birlikte görülüyor. ( AİLE ALBÜMÜ - Anadolu Ajansı )
Bayburt ile Trabzon arasındaki Soğanlı Dağı'ndaki yol açma çalışmalarını takip ederken Derebaşı virajlarında bastığı kar kütlesinin kopması sonucu uçuruma düşen AA Bayburt muhabiri Abdulkadir Nişancı'yı arama çalışmaları sırasında akıntıya kapılarak şehit olan Uzman Çavuş Eyüp Kapaklıkaya'nın Çorum'daki evinde yas var.

ŞEHİDİN SON SÖZÜ "BİZ ARAMAZSAK KİM ARAYACAK OLDU"

Kapaklıkaya ailesi, Çorum Valiliğince şehidin evinin önüne kurulan taziye çadırında taziyeleri kabul ediyor.

"KOŞA KOŞA GİDERDİ İŞİNE"

Şehidin eşi Seyhan Kapaklıkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şehit Uzman Çavuş Kapaklıkaya'nın 2012'deki mülakatta Türkiye birincisi olarak Jandarma Genel Komutanlığına bağlı Jandarma Arama Kurtarma (JAK) timine girmeyi başardığını söyledi.

Şehit Kapaklıkaya'nın mülakatın ardından göreve "Arama kurtarma tam benim yapacağım iş. Tam beni arıyorlarmış." sözleriyle başladığını belirten Kapaklıkaya, eşinin işini çok sevdiğini vurguladı.

Kapaklıkaya, "Koşa koşa giderdi işine. 7 yıldır dalgıç olarak görev yapıyordu. İkinci çocuğumuza hamileyken Şırnak'ta göreve başladı. Şırnak'ta 5 yıl kaldıktan sonra Ankara'da JAK'a girdi, dalgıç oldu. Şırnak'ta görevliyken 2012'de arama kurtarma ekibine girmeye karar verdi ve mülakatlara girdi. Mülakatta en başarılı asker olmuş. Her zaman en başarılı oydu." dedi.

Soğanlı Dağı'ndaki arama kurtarma görevi süresince eşiyle bölgede cep telefonunun çekmemesi nedeniyle yalnızca akşamları görüşebildiklerini ifade eden Kapaklıkaya, eşinin, kendisine çok zor şartlarda görev yaptıklarını söylediğini anlattı.

"ŞEHİT OLDUĞU İÇİN GURURLUYUM"

Şehit eşinin çevresindeki herkes tarafından sevilen, sayılan ve takdir edilen biri olduğunu vurgulayan Kapaklıkaya, şunları kaydetti:

"Eşimi kaybettiğim için çok üzgünüm ama şehit olduğu için bir o kadar da gururluyum. Vatan sağ olsun. Aşırı derecede iyi bir insandı. İşine ve evine çok sadıktı. Hiç kimse onun kötü bir insan olduğunu söyleyemez. Çok sabırlı, çok sakindi, ailesine ve çocuklarına çok bağlıydı. Kimseyi kırmaz, üzmez, incitmezdi. Aynı köyde yaşıyorduk, beni sevmiş, istediler. Allah nasip etti evlendik. Allah'ıma hep şükrettim. Ona hep 'Şansım sensin. İyi ki seninle evlenmişim' dedim. Herkes ailemize imrenerek bakıyordu. Allah'ım mekanını cennet eylesin. Bize de onun istediği gibi, ona layık çocuklar yetiştirmeyi nasip etsin."

Şehidin babası çiftçi emeklisi Şaban Kapaklıkaya ise "Oğlumun vefatından dolayı çok üzüldük ancak Allah'ın takdiri. Oğlum çok iyi, çok çalışkan bir çocuktu." dedi.

"SAMİMİ VE İYİ BİR İNSANDI"

Oğlunun önceden iyi bir inşaat ustası olduğunu belirten Kapaklıkaya, "Ona inşaatları bırakıp başka bir iş bulmasını söyledim. O da asker olmaya karar verdi. Çok arkadaşı vardı, çünkü samimi ve iyi bir insandı. Oturduğumuz evi oğlum inşa etti." ifadelerini kullandı.

Şehit annesi Hatice Kapaklıkaya da evladını kaybetmenin acısının büyük olduğunu anlatarak, "Üzülüyoruz, nasıl üzülmeyelim ki? Vatan sağ olsun." diye konuştu.

(AA)

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX