Ah güzel Fatih

Normal zamanlarda iğne atsan yere düşmez: alış-verişin can damarlarından bir bölge burası.

Kapalı çarşısıyla, Mısır çarşısıyla, Mahmutpaşa’sı Tahtakale'siyle apayrı bir dünya

Eminönü..

İşte bu dünyanın boş sokaklarında gezinirken, normal günlerde mahşeri kalabalık yüzünden ‘teğet geçilen’ pek çok tarihi unsurun, binanın ‘yıkılmadım ayaktayım’ dercesine size baktığını fark ediyorsunuz.

Biraz buruk da olsa gülümseyerek bakıyorlar.

Biraz buruklar, çünkü o güzelim semtin tarihi dokusu, kalabalığın, hor kullanılmışlığın pençeleri arasında, yorgunluktan eriyip gidiyor.

İstanbul tarihiyle yaşıt Eminönü, Fatih ilçesine bağlı.

Roma’dan Bizans’a, Osmanlı’ya kadar üç imparatorluğun izlerini taşıyan ilçe Fatih...

Pandemi dolayısıyla Eminönü’nün Fatih’in boşalan tarihi sokaklarını fotoğraflamak ayrı bir keyif ama bir o kadar da hüzün verici…

Çünkü hor kullanılmış, acımasız kalabalıklara teslim edilmiş bir hazine sandığı gibi önünüzde uzanıyor yollar, sokaklar...

İşte bu hazine sandığının kayıtlarını tutan bir kitapla tanıştırmak istiyorum sizi…

Fatih Belediyesi tarafından ilçenin kayıt altına alınmış kültürel birikimi, ilk kez "Fatih Suriçi İstanbul'u Bibliyografyası" adlı kitapta bir araya getirildi.

Belediyenin kültür yayınları kapsamında okurlarla buluşan eserde, asırlar boyunca nice uygarlıklara, imparatorluklara başkentlik yapmış İstanbul'un kalbi niteliğindeki Fatih'te yer alan tarihi eserler okurların dikkatine sunuluyor kitapta.

Araştırmacı Ayşenur Erdoğan tarafından hazırlanan kitapta Fatih’in semtleri, mahalleleri, külliyeleri, camileri, imarethaneleri, medreseleri, kütüphaneleri, hanları, çarşıları, hamamları, çeşmeleri… Velhasıl Fatih’teki tüm tarihi yapılar hakkında hangi kaynaklarıdan bilgi temin edilebileceği tek tek sıralanıyor.

Her araştırmacının elinin altında bulunması gereken 670 sayfalık bibliyografik bir rehber bu…

Hangi tarihi eserle ilgili biliyi nerede bulabilirsiniz; kitap işte bunu gösteriyor.

Fatih öyle bir semt ki, tüm Türkiye’nin kültür envanterinin neredeyse yüzde 10’unu kendinde toplamış…

Evet envanter niteliğindeki bu eser önemli, ama asıl önemli olan, gözümüzün önünde ve yüzyıllardır bizimle yaşayan, ayakta kalan, geçmişin bize emaneti tarihi eserlere gözümüz gibi bakmak, hor kullanmamak...

Tarihe saygı, geleceğe saygı demek.

BEDİR ACAR