İslamiyet'in simge camisi Kubbet-üs Sahra

Kudüs’ün fethinden sonra Hz. Ömer tarafından yaptırılan mescidin yerine inşa edildiği için ‘Ömer Camii’ olarak da bilinir. İslam mimarisinin bilinen ilk kubbeli camisidir. Kubbet-üs Sahra, Arapça'da “kayanın üzerindeki kubbe” anlamına gelir. Peygamber Efendimizin miraca yükselirken bastığı ve ayak izini bıraktığı kaya olan Hacer-i Muallak, Kubbet-üs Sahra’nın içinde yer almaktadır. Sekizgen olan caminin dört tarafındaki duvarlarında, dört ayrı kapı bulunmaktadır. Kıble yönünden içeriye girilebilen dünyadaki tek camidir. Kubbesi, mevsimleri belirten 4 ana sütunla ayları simgeleyen 12 sütun üzerine oturtulmuştur. Osmanlı padişahları tarafından birçok kez yapılan tamirat ve eklemelerle bugünkü görünümüne kavuşmuştur. Caminin dışında yer alan çini süslemeleri Kanuni Sultan Süleyman devrine aittir. Dış duvarının üst tarafına Yasin-i Şerif’i yazdıran padişah ise II. Abdülhamit’tir.

MESCİD-İ AKSA'YLA KARIŞTIRILIYOR 

Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa, günümüzde pek çok kimse tarafından üstü altın kaplı, sekiz köşeli Kubbet-üs Sahra’yla karıştırılmaktadır. Mescid-i Aksa, Kubbet-üs Sahra'nın komşusudur. İki cami de, 150 dönüm büyüklüğünde bir alanı kapsayan ve Harem-i Şerif olarak adlandırılan bölge içinde yer alır. Harem-i Şerif, Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra dışında, Ruhlar Kuyusu, türbe, sebil gibi birçok yapıyı da çevreler.