0530 708 54 54
0530 708 54 54
18 Mayıs 2019 Cumartesi 08:00:00 - Güncelleme:18 Mayıs 2019 Cumartesi 08:00:00

Asırlara meydan okuyor

Evliya Çelebi’nin İçinde öyle ruhaniyet var ki, bir kimse iki rekat namaz kılsa kabul olunduğuna kalbi şahitlik eder dediği Diyarbakır’daki Ulu Cami, Hz. Ömer döneminde (639) Diyarbakır’a egemen olan Müslüman Araplar tarafından şehrin merkezindeki en büyük mabet olan Martoma Kilisesi’nin camiye çevrilmesiyle oluşmuştur.

EN ESKİ CAMİLERDEN BİRİ

Anadolu’nun en eski camilerinden biridir. 1091 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah’ın emriyle büyük bir onarım görmüştür. Camiye Diyarbakır’da hüküm sürmüş bütün devletler büyük önem vermiştir. Cami duvarlarında çeşitli devletlerden kalma 20 kadar kitabe vardır. Tarihi mekânın avlusunda namazgâh, şadırvan, musalla taşı ve 12.yüzyılda El Cezeri tarafından yapılmış ‘güneş saati’ bulunur. Cami, Osmanlı döneminde aynı zamanda ilim ve kültür merkezi olarak kullanılmıştır.

BENZERSİZ KARE MİNARE

Ulu Cami minaresi Anadolu’da benzeri az bulunan minarelerdendir. Kare planlı bir kaideden sonra kare gövde olarak yukarıya doğru incelerek yükselir. Nasır-ı Hüsrev, Sefername adlı eserinde Ulu Cami’yi şöyle anlatır: “Öyle mükemmel bir yapıdır ki, ondan daha düzgün, ondan daha sağlam yapılmasına imkân yoktur. Caminin içinde 200 küsur taş direk vardır.”

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX