0530 708 54 54
0530 708 54 54
29 Nisan 2017 Cumartesi 11:54:00 - Güncelleme:29 Nisan 2017 Cumartesi 12:55:00

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vakti geldiğinde ne yapacağımızı gayet iyi biliriz

Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜMSİAD Genel Kurulu'nda konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınır ötesi operasyonlara ilişkin, "Vakti saati geldiğinde ne yapacağımızı biz gayet iyi biliriz. Bir gece ansızın gelebiliriz." dedi.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde TÜMSİAD Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Ülkemizde artık kimlerin başka güçlerin emrinde birer ihanet çetesi olarak faaliyet gösterdiği, kimlerin de Allah'ın rızası yolunda gayret sarf ettiği tüm açıklığıyla ortaya çıkmıştır. Müslümanın aynı delikten tekrar tekrar ısırılmayacağı tavsiyesini aklımızdan hiç çıkarmadan tüm ihanet çetelerinin kökünü kazımakta kararlıyız. Ülkesine ve milletine sadakatle bağlı, İslam aleminin birliği ve beraberliği, tüm insanlığın hayrı için çalışan herkese kapımız da kalbimiz de sonuna kadar açıktır." dedi.

 

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

Faydasız ilimden, yükseltmeyen amelden, kabul olunmayan duadan Allah'a sığındığımız gibi halk ve hak yolunda harcanmayan güçten, kudretten, imkandan da uzak durmak geektiğini düşünüyorum. İnşallah sizlerle birlikte hep bu sıkıntılarından kurtaracak, hem de geleceğe hazırlayacağız. TÜMSİAD'ın yol arkadaşlığını çok önemli görüyorum. Bugüne kadar bizi yanlız bırakmadınız. Bundan sonra da gönül ve yol birlikteliğimiz aynı şekilde devam edecektir, devam etmelidir. Milletimizin bize verdiği destek şahsımıza değil, bu saldırılar karşısında kendi adına verdiğimiz mücadeleyeydi. Bu mücadeleyi samimiyetle ve kararlılıkla sürdürdüğümüz müddetçe milletimizin desteğinin bizimle olacağından en küçük bir şüphe duymuyorum demiştim. Bu sözlerimin ardından Türkiye tarihinin en alçak darbe teşebbüsü ile karşı karşıya kaldı.

 

GELECEĞİN TÜRKİYE'NİN İNŞAASINI ÇARESİZCE İZLİYORLAR

En büyük imtihanımızı 15 Temmuz'da milletimizle verdik. Kendi istikbaline sahip çıkan bu millet bizim gurur kaynağımızdır. Şunu söylüyorum; Ya Rab bizleri bu aziz millete hizmetkâr kıldığın için ne kadar hamdetsek azdır. Yaklaşık 9,5 ay önce bu milleti esir edebileceklerini, bu ülkeye diz çöktürebileceklerini sananlar bugün geleceğin Türkiyesini inşası yolunda atılan adımları çaresizce izliyorlar. Bu millet gövdesini tankın, F-16'ların altına koydu. O gün hakka yürüdüler, şehadete yürüdüler. Yılmadılar, hep beraber yürüdüler. Dünyada bunun eşi benzeri yok. Darbe girişiminden bugüne kadar yaşadıklarımız başka ülkede olsa onlarca yıla sığacak gelişmeleri ifade ediyor.

 

ONLARA YERALTINDA DA HAYAT YOK! ORALARI MEZAR EDİYORUZ

Terör örgütlerine karşı tarihimizin en büyük başarılarını elde ediyoruz. FETÖ'nün devletten, hayatımızdan sökülüp atılması konusunda çok büyük mücadele gerçekleştik. Bu vücudumuzda öylesine metaztaz yaptı ki, her yerden temizlenmesi gerekiyor. Ne demiştim; inlerine gireceğiz demiştim. İnlerine girdik ama bitmedi, in çok. Aynı şekilde PKK'nın da inlerine girdik giriyoruz. Şu anda askerimiz, polisimiz, dağlarda, Tendürek'te, Gabar'da, Cudi'de Bestler deresinde 200 metre yerin dibine kuyu açmak suretiyle şehrin altına yeni şehirler kurmak suretiyle orada kendilerini barındıracak imkanları kurmuşlar. Şimdi bizim askerimiz, jandarmamız, polisimiz, güvenlik korucularımız hep birlikte yerin altında da bunlarla savaşıyorlar. Sınırın ötesinde PYD ile YPG ile görüyorsunuz kimlerin desteğiyle bize nasıl saldırıyorlar. Havanlarla, top mermileri. Ama oraları da onlara mezar ediyoruz.

 

AMERİKALI DOSTLARA DİYORUZ YANINIZA TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ALMAYIN 

Dedik ki, fetih yakındır. İnşallah buna inanarak devam ediyoruz. Bölücü terör örgütünün ve destekçilerin gücünü hem şehirlerimizde hem kırsalda büyük ölçüde kırdık, kırıyoruz. Cumhuriyet tarihimizde Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra ilk defa sınır dışımızda çok kapsamlı mücadele yürütüyoruz. DEAŞ terör örgütüyle bizden başka mücadele eden ülke yoktur. Kimse bize safsata anlatmasın. Şu anda sınırlarımızın ötesinde Cerablus, Rai, Dabık, El Bab'da 3 bine aşkın DEAŞ'lı etkisiz hale getirildi. Şimdi hedef Münbiç. Diyoruz ki, Amerika'nın başını çektiği koalisyon güçleriyle beraber biz Rakka operasyonunu yaparız. Ama Amerikalı dostlara diyoruz ki, gelin yanınıza terör örgütü almayın. Bir terör örgütünü bir başka terör örgütüyle temizlemek olmaz. Böyle bir yanlış saplantı içinde olmaz. Terör örgütlerinin iyisi kötüsü olmaz.

 

VAKTİ SAATİ GELİNCE... BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ

Koskoca Amerika, koalisyon güçleri ve Türkiye elele verirsek Rakka'yı DEAŞ'a mezar ederiz. Aynı şekilde Musul'da da bu mücadeleyi sürdürürüz. Bunları kendi hallerine bırakacak olursak sürekli kurban vermeye devam ederiz. İşte Sincar, baktık ki olmuyor, Sincar'a bir operasyon yaptık. Yaklaşık 210-220 teröristi orada hallettik. En önemli merkezlerini oralarda vurduk. Bu milletle oyun oynanmaz. Herkes bunu görecek. Vakti saati geldiğinde ne yapacağımızı biliriz. Bir gece ansızın gelebiliriz. Türkiye'nin DEAŞ'a yönelik operasyonda elde ettiği başarı bölgede oynanan oyunu ifşa etti.

 

ÖNCE SİZ BİZİM İSTEDİĞİMİZ TERÖRİSTELERİ VERİN

Terör örgütü havanla, silahla saldırı düzenlediklerinde hedefte Avrupası, Rusyası değil bizim Mehmetlerimiz var. Şehit olan onlar oluyor. Diğerleri değil... Bugün bizi vuran terör yarın onları vurur. Seçimlerde yaşadık. Referandumda yaşadık. Avrupa'nın birçok ülkesinde bu teröristleri bizi içimizden bölmek için kullanmadılar mı? Hepsini uluslararası televizyonlarda gösterdik. Verin bu teröristleri bize. Vermezler! Çünkü onları bize karşı kullanmanın gayreti içindeler. Dosyalarıyla, herşeyiyle vermemize rağmen gelip bizden utanmadan, sıkılmadan bir tane ajan provakatörü isterlerler. Bunu da Alman Resitansında, Tarabya'da 1 yıl saklarlar. Boğaz'a nazır. Şimdi tutuklandı, içeride. Hala onu istiyorlar. Yahu sizin başka işiniz gücünüz yok mu? Kendi yargılarına gelince bağımsız, bizim yargımıza gelince taraflı öyle mi? Bizim yargımız da kararını verdi tutukladı. Önce siz o istediğimiz teröristleri verin.

 

ÜLKEMİZDE ONLARIN MABETLERİNE BÖYLE BİR ŞEY YAPTIRMAYIZ

İsviçre'de parlamentonun önünde posterime tabanca dayamışlar, diyor ki: Erdoğan'ı öldürün! Gücün yeterse öldürürsün, yapacağınız bir şey yaparsınız. Vakit saat gelince bu emanetin bir sahibi var, bunu vakti gelince alacaktır.Bunu kimse ne bir lahza ileri ne bir lahza geri alamaz. Oranın yönetimleri polisleri ile bunu izlerken kalkıp da "Ne yapıyorsunuz?" diyen var mı; yok! Bizim oralardaki camilerimize gamalı haçlarla boyaların yapıldığını görüyoruz. Bunları kendilerine söylüyoruz. Türkiye'de onlara ait mabetlere acaba bu tür işaretler konsa isyan ederler değil mi? Biz onlara ait mabetlere bugüne kadar böyle bir olumsuz şey asla yaptırmadık. Ülkemizde böyle bir şey olursa asla yaptırmayız. Niye? Biz asil bir milletiz.

 

ÇÖZECEKSİNİZ ŞU İŞİN ÇÖZÜN! BU MİLLETİN BİR SABRI VAR

Biz şu anda Batı'dan adaletini göstermesini istiyoruz. Ama Türkiye'ye, sene 1964, sene 2017. 54 yıldır AB kapısında Türkiye ile dalganı geçme. Çözecekseniz bu işi çözün. Bu milletin bir sabrı var. Diktatör dersiniz, her türlü hakareti yaparsınız sabır. Nereye kadar sabır? Bir yere kadar sabır. Bir büyük reformu sizlerin onayıyla hayata geçirdik. Bu da onları rahatsız ediyor. Millet karar veriyor. Milletin verdiği karar herşeyin üstünde değil mi? 16 Nisan halkoylaması sonuçlarının ülkemiz, milletin ve geleceğimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden diliyorum. Avrupa'da böyle bir katılım var mı? Yüzde 85,5'luk bir oranla demokratik tercih ortaya koydu. Yaklaşık 50 milyon vatandaşımın her birine teşekkür ediyorum. 25 milyon 157 bin evet oyuyla bu büyük reformun yüzde 51,4 oranla hayata geçmesi yönünde irade beyan eden vatandaşlarıma ayrıca teşekkür ediyorum.

 

BAŞARIYI YANLIŞ KAPILARDA ARIYORSUNUZ; BAŞARIYI ANCAK...

Seçim meydanları er meydanıdır. Demokrasi için er meydanı seçim meydanıdır, pehlivanlar için Kırkpınar'dır. Ne söyleyecekseniz orada söyleyeceksiniz. Sandıktan elde edilemeyen sonucu, çünkü YSK bizim hukumuzda nihai kararı veren mercidir. YSK'nın dışında bir başka merci yoktur seçimle ilgili. Şimdi bunlar ne yaptı? YSK kesin kararını açıklamasına rağmen Danıştay'a müracaat etti. Oradan da olumsuz geleceği belli. Onunla da yetinmediler Anayasa Mahkemesi'nde arayışa gidiler. Şimdi AİHM'de kendilerine çözüm arayanlara sözüm şudur: Başarıyı yanlış yerde arıyorsunuz. Başarıyı mahkeme kapılarını aşındırarak değil; ancak milletin gönlüne girerek elde edebilirsiniz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi? Niye saygı duymuyorsunuz? Milletimiz iradesini ortaya koydu, tercihini yaptı. Milli irade hür bir şekilde sandıkta tecelli etmiştir. Milli iradesine saygısızlık gösterilmesi son derece yanlıştır. Artık bu halkoylamasını da sonuçlarını da tartışmanın bir kıymeti harbiyesi yoktur. Bundan sonra yapılacak iş önümüzdeki seçimlere hazırlanmaktır.

 

AB KONUSUNDA BİR HALKOYLAMASI YAPABİLİRİZ

Heyecanınızı orada saklayın. AB ülkemize yönelik haksız tavrında bir değişiklik yapmazsa AB üyeliği konusunda da halk oylamasına ihtiyaç olabilir. Olur mu olur? İngiltere yapıyor oluyor da, Türkiye'yi kendisine yakıştırmayanlar, Türkiye'nin halkoylaması kararından niye rahatsız oluyorlar? Hem almıyorsun, hem içeri sokmuyorsun, sonra da niye rahatsız oluyorsun? Bunlar bizi çok mu seviyor? Avrupa'da halkoylamasıyla ilgili sandıklar kurdurmazlarmış! O sandıklar size kalsın. Bize Türkiye yeter. 

 

İNŞALLAH SALI GÜNÜ PARTİME DÖNÜYORUM

2 Mayıs'ta kurucusu olduğum partiye tekrar üye olacağım. Ardından 21 Mayıs'ta yapılacak olağanüstü kongresinde partimizin yeni yönetim şekli belirlenecek.

 

BUNLARIN GEÇMİŞİNDE HİÇBİR GALİBİYET YOK

Tek parti döneminde onlar için mağlubiyet sözkonusu değildi. Ama çok partili hayatta galibiyeti yok. Şu anda Avrupa'daki Nazilerle buluştular. Zamanı çok iyi kullanmalıyız. Önümüzde yapmamız gereken çok iş var. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne hazırlanmak için ciddi bir mesai yapmamız gerekiyor. Özellikle ekonomide tamamen süni bir şekilde sarsılan dengelerin tekrar yerli yerine oturtulmasına ihtiyacımız var. Hamdolsun güzel gelişmeler var. Dün Mart ayı ihracat rakamları açıklandı. Bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,6 arttı.

 

ARTIK İÇERİDE DIŞARIDA BEKLENECEK BİR MİLAT KALMADI

Borsa İstanbul tarihi bir noktaya ulaştı. Dolar endeksi yavaş yavaş yerine geliyor. Yarın Hindistan, Çarşamba günü Rusya, bir sonraki hafta Kuveyt, Çin ve ardından Amerika'ya gideceğiz. Ardından Belçika'da NATO liderler zirvesine katılacağız. Ne içeride ne dışarıda kimsenin bekleyeceği bir milat kalmadı. Koşacağız, koşturacağız. Artık biz en kötüyü inşallah geride bıraktık. Bundan sonra hep daha iyiye, güzele yol alacağız.

 

İŞADAMLARINA SESLENİYORUM: SERMAYENİZİ PİYASAYA SÜRÜN

Faiz konusunda da ekonomideki güven ve istikrarın güçlenmesine paralel olarak önümüzde dönemde olumlu adımlar atılacağına inanoyurum. Buradan halkoylaması sonuçları bekleyen herkesi yatırıma geçmeye davet ediyorum. Bu ülkenin kullanılmayan her potansiyeli hem bizim hem işadamlarımızın açısından büyük kayıp. İşadamlarınıza sesleniyorum, yastığınızın altındaki değerleri çıkarın. Sürün bunları sermayeye. Sürün bunları. Sizin özsermayeniz var. Büyütün yatırımı. Gel teşvik kapsamına gir ve bundan da ciddi imkanlar elde et. Her zaman kazan kazan diyoruz. Bir taraf kazansın öbür taraf ezilsin, böyle bir şey yok. İki taraf da kazanacak. Yurtdışından ortaklar getirin, daha da güçlenin.


 

MESELE ÜLKEYİ, MİLLETİ SEVMEKSE GERİSİ TEFERRUATTIR

Bir ülkede güven ve istikrar olursa o ülkede kalkınmanın önüne kimse geçemez. Bizim ülkemizde şu anda güven de var istikrar da var. Hepimizin aynı gemide olduğundan habersiz birileri istikrar ve güven ortamına saldırıyor. Artık enerji kaybına tahammülümüz yoktur. Mesele eğer bu ülkeyi sevmekse, bu milleti sevmekse gerisi teferruattır, mesele budur. Bunların böyle bir derdi yok. Bizim böyle bir derdimiz var. Biz bu ülkeyi, milleti seviyoruz. Milletimizin ayrılığına da tahammülümüz yok.

 

ONLARLA AYNI AĞZI KULLANANLARIN BU TABLODA YERİ YOKTUR

Kendi ülkesine, milletine, değerlerine dost olmayan kimin neyi olursa olsun bize yaramaz. Türkiye ancak yerli ve milli bir anlayışla, yerli ve milli kadrolarla kendisine arzu ettiği şekilde güçlü bir şekilde inşa edebilir. Şu veya bu kuruluş ülkemizi eleştirenlerle aynı ağzı kullananların bu tabloda yeri oktur. Ölçümüz her zaman olduğu gibi milletimizdir, onun ne istediği, onun ne dediğidir. Benim Hollanda'da Hüseyin Kurt evladımızı, kardeşimizi ısıran o itler, köpekler, onları oraya salan o polisler, onları yönlendirenler bizim dostumuz olamaz.

 

 

 

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX