Başkan Erdoğan: ABD verdiği sözü yerine getirmezse harekat yeniden başlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Yabancı Basın mensupları ile bir araya geldiği toplantısı öncesinde açıklamalarda bulundu. Erdoğan Trump'ın skandal mektubu hakkında, "Trump'ın siyasi nezaketle bağdaşmayan mektubunu elbette unutmadık. Ama karşılıklı sevgi ve saygımız nedeniyle bunları gündemimizde tutmamamız gerekiyor. Vakti saati geldiğinde de bu konu ile ilgili olarak gereğinin yapılacağını da bilmenizi istiyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

Beşar Esad ile ailece görüşecek kadar bir yakınlığa sahiptik. Suriye’de 6 milyon kişi ülkesinden ayrılmak zorunda kaldı. 4 milyona yakını Türkiye'ye geldi.

Suriye’deki DEAŞ unsurları ile en etkili mücadeleyi Türkiye yürüttü.

Amerika Türkiye yerine PKK/ PYD ile bu işi yürütmeyi tercih etti. DEAŞ temizlendi ama YPG sınırlarımız boyunca tehdit haline dönüştü.

ABD’ye tüm ikazlarımıza rağmen bu konuda beklediğimiz adımlar atılmadı. Bize de kendi göbeğimizi kesmekten başka çare kalmadı. Kendi başımızın çaresine bakmaya mecbur kaldık.

Müttefiklerimize tüm uyarılarımıza rağmen YPG konusunda beklediğimiz adımlar atılmadı. Daha önce terörden temizlediğimiz toplam 4 bin kilometre karelik alana 365 bin mültecinin dönüşünü sağlamıştık.

Güvenli bölgeye de 2 milyon kişinin dönmesini planlıyoruz

Barış Pınarının 2 temel amacı var. Birincisi YPG’yi sınırdan uzaklaştırmaktır. İkincisi ise sığınmacıların geri dönüşüdür.

Rejimin denetimindeki yerler gibi YPG’nin işgal ettiği yerlere Suriyeliler başta olmak üzere kimse dönmek istemiyordu. Barış Pınarı Harekatı anlık bir oluşum değildir. Bir iki günlük bir harekat değildir.

Barış Pınarı Harekatı’nın hazırlığı 3-4 yılı bulmaktadır.

Harekattan bir gece önce Trump’a telefonda harekata başlayacağımızı söyledim. İlk 1-2 gün Türkiye’nin böyle bir başarı göstereceklerini düşünmedikleri için düşük tepki ortaya koydular. Kısa sürede 30 kilometre derinliğe ulaşınca ABD ve bazı ülkelerin tavrı değişti.

Bin 365 km alan ile 65 yerleşim yerini kontrol altına aldık. 4 askerimiz ile 74 Suriye Milli Ordusu mensubu şehit düştü. Etkisiz hale getirdiğimiz terörist sayısı 750’yi buldu. Teröristlerin 1081 havan saldırısında 20 sivilimizi şehit verdik. Küstahça terör örgütü YPG/PKK’yı destekleyenler sivil kayıpların asıl sorumlusudur.

Türkiye Cumhuriyeti bir NATO devletidir. Ancak bu terör örgütleri ne zaman NATO’ya üye oldu doğrusu ben bunu bilmiyorum. Türkiye başından beri Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı oldu.

Bu harekatla DEAŞ’ın yeniden canlanacağı iddiası terör örgütünün yalanlarından ibarettir.

Amerika 120 saat yani 5 gün içinde teröristlerin ilan ettiğimiz güvenli bölge sınırlarının dışına çıkmasını sağlayacak. Bu nedenle Barış Pınarı’na 5 gün süreyle ara verdik. Bu arada TSK bölgeden ayrılmayacak çünkü oradaki güvenliğin esası bunun gereğidir. Bu işlemler tamamlandıktan sonra güvenli bölgenin TSK’ya bırakılmasıyla barış pınarı harekatı son bulacaktır.

SKANDAL MEKTUBA İLK YORUM

Trump'ın siyasi nezaketle bağdaşmayan mektubunu elbette unutmadık. Ama karşılıklı sevgi ve saygımız nedeniyle bunları gündemimizde tutmamamız gerekiyor.
Vakti saati geldiğinde de bu konu ile ilgili olarak gereğinin yapılacağını da bilmenizi istiyoruz.

"ÇOK DAHA KARARLI ŞEKİLDE DEVAM EDER"

Dün akşam ABD ile vardığımız mutabakatın kısaca özeti bu şekildedir. 120 saatlik sürenin sona erdiği Salı akşamına kadar bize verdiği sözleri tutabilirse güvenli bölge konusu çözülmüş olacaktır. Ama bu söz yerine getirilmemiş olursa 120. saatin sona erdiği dakika Barış Pınarı Harekatımız çok daha kararlı bir şekilde kaldığı şekilde devam edecektir.

AMACIMIZ RUSYA İLE MAKUL BİR ANLAŞMA

Salı Soçi’de Sayın Putin’le bu meselenin Rusya’nın ve rejimin ilgilendirdiğini kısımları da görüşeceğiz.

Amacımız Rusya ile makul bir anlaşmadır. Şartımız rejimin olduğu yerlerden PKK/YPG’nin temizlenmesidir. Münbiç’in rejim tarafından kontrol edilmesi bizim için rahatsızlık sebebi değildir. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği sağlandığında her yer bu ülkenin meşru hükümetine geçecektir.

Başkan Erdoğan: PYD 750 DEAŞ'lıyı cezaevlerinden serbest bıraktı, 195'ini yakaladık

Dolmabahçe'de yabancı medya temsilcileri ile bir araya gelen Başkan Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı ve ABD ile varılan anlaşmaya ilişkin bilgi verdi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, "PYD'nin 750 DEAŞ'lıyı cezaevlerinden serbest bıraktığı söyleniyor, bunların içinde 195 de yakalanan var." dedi.

Başkan Erdoğan'ın gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar özetle şöyle:

- Güvenli bölgede 12 gözlem noktası kurmayı planlıyoruz.

- TSK envanterinde kimyasal silah yoktur ve kullanılamaz.

- PYD'nin 750 DEAŞ'lıyı cezaevlerinden serbest bıraktığı söyleniyor, bunların içinde 195 de yakalanan var.

- Dün görüşmeler sonunda geldiğimiz aşamayı zafer ya da mağlubiyet gibi değerlendirmeyi doğru bulmuyorum. Özellikle devlet arasında bir zafer şeklinde değerlendirmek yanlış. Teröre karşı zafer.

- Yaptırımlar mutabakat çerçevesinde kalkacak, Lindsay sanırım başını iki elinin arasına alacaktır. Biz onu dürüstlüğe davet ediyoruz. Muhatabım Trump'tır.

- 444 x 32 kilometrelik alanda ortak çalışmayı arzu ediyoruz. Güvenli bölgenin lojistiğini başta ABD olmak üzere temin etmek durumundayız.

- Fırat'ın batısında da Rusya'nın başı çekmesi gerekir ki bölgenin tamamında huzuru sağlayalım.

- Trump'ın olumlu yaklaşımına çevresinin olumlu cevap vermesi işimizi kolaylaştıracaktır.

- Putin ile görüşmem önem arz ediyor. Salı günkü toplantıyla güvenli bölgede ne yapacağımızı konuşacağız.

- 150 Türk DEAŞ'lıyı biz yargılayacağız. Kalanını onlar (Batılı ülkeler) yargılasın.

- Uluslararası donörler toplantısı yapmak suretiyle aleyhte konuşanlar, güvenli bölge için nasıl destek verecek onu orada göreceğiz. ABD'nin bunun başını çekmesi lazım.

-Ben bir terörist başının ne söylediğiyle ilgilenmem. Ben, millet ne söyler ona bakarım. Suriye'de de Suriye halkı ne söyler, ona bakarım

-Biz, bu anlaşmayı rejimle yapmadık, ABD ile yaptık. Rejim eğer böyle bir yanlış yaparsa bizden cevabını alır.

-(Terör örgütü) Bunlara sessiz kalmış olsaydık, müdahale etmemiş olsaydık bunlar daha da ileri doğru gidebilirdi.